08 Haziran 2009

Cumartesi akışı..

Her hafta sonum gibi bu hafta sonum da çok hareketli geçti. Annem ve ben, babacığımla haftada sadece 2 günümüzü birlikte geçirebiliyoruz. Böyle olunca da her saniyesini dolu dolu yaşıyoruz. Aslında babama kalsa 2 gün boyunca evde oturup dvd seyreder. Annem sağolsun, buna kademeli olarak izin veriyor :) Önce gezip tozuyoruz, sonra onlar oturup dvd seyrediyorlar. Bu sefer de aynen böyle oldu.

Cumartesi sabahı her zamanki gibi 7:00'da uyandım. Annem hazırda bekliyormuş meğerse, altımı değiştirip emzirip bir telaş beni babama sepetleyip gitti. 2,5 aydır kuaföre gidemiyormuş, anneannem burdayken bile gidememiş, saçı iğrenç haldeymiş, bugün de gidemezse haftaya da gidemezmiş, sürekli bir engel çıkıyormuş vs... Aslında babam için sorun değildi de bugüne mahsus olmak üzere çok yorgundu ve öğlene kadar uyumak istiyordu. Neden derseniz, kendisi perşembe gecesi eve gelmedi. Geldi de, gece gelmedi. Saat 05:45'di geldiğinde. Sabah olmuştu yani. Ben henüz meme emip uyumuştum geldiğinde. Haliyle bir gece önceden uykusuz kalınca, cumartesi tercihini öğlene kadar uyumaktan yana kullanmak istiyordu ama anneciğime kıyamadı. (Gördüğüm kadarıyla bu ikisi birbirini çok seviyor, ben de bu durumdan çokkk memnunum.) Neyse.. Kaldık mı babacığımla başbaşa. Annemden haber gelene kadar, yaklaşık 3 saatimiz vardı. Babamla daha önce bu kadar uzun süre yalnız kalmadığımdan ben de merak ediyordum neler yapacağımızı. Şahsen ben çok iyi vakit geçirdim. Babam da halinden memnun görünüyordu ama beni giydirip aşağı indirirken biraz terledi. :)) Giysilerimi annem hazırlayıp bir kenara bırakmıştı, bu babam için problem olmadı. Aynı şeyi kendisi için söyleyemeyeceğim. Eline ne geçirirse giydi, giyerken de "Kızım annen kesin laf edecek" dedi, öyle de oldu. Yani ben konuşabilsem söyleyecektim, "Babacım lacivert üzerine siyah giyilmez." diye... Annem haklı valla. Bundan sonra en azından hareketlerimle belli etmeye çalışacağım. Sanırım bu "gusto" konusunda babama yardımcı olmak gerekiyor.

Annem işaret fişeğini çakar çakmaz çıktık. Sırada Dr.Kadir Tuğcu ile olan randevum vardı. Biraz endişeliydi son zamanlarda annem, tutturmuştu "sütüm azaldı" diye. Yorumu doktora bırakmıştı. İyi ki çok dert etmemiş. Meğerse beni çok iyi beslemiş :) 2,5 aylık bir bebek olarak 5,5 kg ve 59 cm olmuşum. 100 gr fazlam var. Rejim diye birşeyden bahsetti annem ama daha çok küçükmüşüm bunun için. "Endişe etme" dedi, "Bana çektiysen hayatın boyunca rejime filan ihtiyacın olmayacak." Kadir Amcam bana 2 aşı birden yaptı. Biri popuşumdan iğne şeklindeydi ama hiç ağlamadım. Bu hafta verem aşısı da olmam gerekiyormuş. Annem ilgilenecek bu konuyla.

Doktordan çıkıp Öniz&Gürhan'ın yeni evlerine gittik. Öniz o kadar güzel yemekler hazırlamış ki, "Oh be!" dedim, "İyi ki İzmirliyim!" Ben yiyemedim ama annem bayıla bayıla götürdü, babam bile yedi yani o derece... "Patlıcan ezme süt yapar, balık süte iyi gelir, rakı sütün en iyi dostudur, bira içenin sütü çok olurmuş" diye diye annem iyice abarttı. Dediğine göre ben de her şeyi yiyecekmişim süt içmeyi bırakınca.

Önizlerde bir uyudum, bir uyudum.. Beni görüp de bebek bakımını kolay sanmasınlar diye babam uyardı. Haklı. Normalde gündüzleri 40 dakikadan 3 uyku seansım var. Önizlerde 16:00'da uyudum, gece yarısı olup da annemler kalkana kadar uyanmadım. Annem bir ara gelip altımı değiştirip emzirmiş ama farkında bile değilim. Kerametin 10 yıllık Arçelik saç kurutma makinasında olduğu blog'umu okuyanlar arasında bir sır olarak kalsın istiyorum :)
Ben uyurken annem ve babam rahat rahat takıldılar. Ne zamandır böyle bir fırsatları olmamıştı. Sadece bir kez anneannemin gitmesinden önceki son geceyi değerlendirip Vogue'da harika bir manzara eşliğinde yemek yiyip şaraplarını yudumladılar. Cumartesi gecesi hem yanlarındaydım, hem de onları özgür bıraktım. Bu sayede harika bir gece geçirdiler.Annemin kolyesine ayrıca dikkatinizi çekerim. Öniz'in bize hediyesi.. Şimdilik annem takıyor ama büyüyünce ben devralacağım. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder