04 Temmuz 2009

Boğaza nazır aile saadeti

Bu akşam ailecek boğazda balık yiyeceğiz diye sözleşmiştik. Öncesinde İstinye Park'a uğradık, babaannem ve halamla buluştuk ve bana yeni ciciler aldık. Oradan doğruca sahile indik, rakı-balık sofrasına kurulduk. Bir sürü şey yenip içildi ama ben anne sütü ile beslendiğimden hiçbirinin tadına bakamadım. Annem ağzıma bir damla karpuz suyu akıttı ama bir damladan pek birşey anlamadım doğrusu, tükürüğüm arasında kayboldu gitti.

Hava çok güzeldi, manzara çok güzeldi, ben çok güzeldim. Böyle olunca bol bol fotoğraf çektirdik. Annem-babam-ben:
Anneannem-dayım-dedem-ben:Babaannem-dedem-ben: Hepbirlikte güzel bir gece geçirdik, benim için tek kötü yanı gürültüden uyuyamamam oldu. Normalde 21:00'a doğru uyurdum, bizimkileri dışarı çıktığımızda hiç üzmüyordum ama bugün bir türlü uykumu devam ettiremedim. Neyseki eve gelince huysuzluk yapmadım, meme emip hemen uyudum.

Mahir Dedemin gelişiyle güzel bir aile fotoğrafı çektiririz demiştim. İşte karşınızda ailem:

03 Temmuz 2009

Benim gibi bir prensese Prens Adaları yakışır

İnsan prenses olunca nereye gider? Prens Adaları'na tabii ki! :)
Annem bugünkü istikameti Burgaz Ada olarak belirledi. Aslında çıkmayı düşünmüyorduk, bir anda karar verdik. Yarım saatte toparlanıp kendimizi evden dışarı attık. Trafiğe takılıp 15:00'teki vapuru kaçırınca Kabataş'a gitmek bir anda anlamsızlaştı. Yüzler düşmüştü ki 15:15'te deniz otobüsü olduğunu görünce hemen atladık. Böylece ilk defa denizaşırı yolculuğumu yaptım. Burgazada'da Kalpazankaya'ya gitmek istiyorduk. Bir de ne görelim? Kalpazankaya'ya fayton ile çıkılıyor. İşte bir ilk daha! Biraz sarsıntılı bir yolculuktu ama hoşuma gitti, keyfim yerindeydi.Kalpazankaya'ya çıkınca manzaranın karşısına kurulduk. Dedem balığımızı sipariş etti, mezelerimizi söyledi. O sırada ben meme emdim ve kendi kendime oynadım. Bizimkiler de yemeklerini yediler. Hava çok güzeldi, güneş batmak üzereydi, tatlı bir rüzgar esiyordu.Bizi yukarıya çıkaran fayton 18:00'da gelip aldı. Sahilde biraz dolaştık ve 18:55 deniz otobüsüyle evimize döndük. Burgazada'yı çok beğendik. Haftaiçi olduğundan belki tatilcilerin keşmekeşi yoktu. Büyükada'ya nazaran daha temizdi, insanlar da gayet şıktı. Denize girenler vardı ama annem İstanbul'da denize girmek konusuna bir türlü sıcak bakamadı. Kendi girmiyor, sanırım beni de sokmaz. :)

02 Temmuz 2009

Gez gez bitmiyor

Bugün maratona İstinye Park ile başladık. Metroyla Oto Sanayi durağına gidip oradan taksiye bindik. Annem aylarca bu istasyonun açılmasını bekledi ama işe giderken metroya binmek anneme nasip olmadı. Doğumum yaklaşınca izne çıktı, o arada istasyonu açtılar. İşin garibi metro çalışan kesimin ihtiyacı olan saatlerde değil de, 10:00-17:00 saatleri arasında bu hatta işliyor. Kısaca hat ne anneme ne de ajanstakilere yar oldu. Biz de bari İstinye Park'a giderken kullanalım dedik. İstanbul'da bebek arabası olanların metro ile seyahat etmesi çok kolay. Asansörlerle peron katına kadar iniliyor. Yeni istasyonlara da asansör yapmışlar. Gayrettepe'den girdik, Maslak'tan çıktık.Yalnız evden çıkmakta geç kalmışız. İstinye Park'ta zaman çok çabuk geçti. Annem ve anneannem Mezzaluna'da pizzaları mideye indirirken ben de biraz kestirdim. Bebek odasında meme emdikten sonra değiştirilecek birkaç parçayı değiştirip son metroya yetişmek için koşa koşa çıktık. Kanyon'da indik. Dolaşırken babaannem ve Celal Dedem aradı, onlar da Kanyon'a geldiler. Kızlar Starbucks'ta kahve içerken dedem beni açık havada dolaştırdı, bu sayede biraz daha kestirdim. Babam da iş çıkışı bize katıldı. Hep birlikte House Cafe'de yemek yedik. Daha sonra Mahir Dedem'i karşılamak için eve döndük. Anneannem bir haftadır buradaydı, dedem de "Bensiz aşk yaşarsınız ha?! Ben de özledim torunumu!" diyerek uçağa atlayıp geldi.
Herkes beni çok seviyor, kimse hasretime dayanamıyor. Ben de bunca sevgi ile büyüdüğüm için mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir bebeğim. Yüzüm hep gülüyor. :))

01 Temmuz 2009

Yenilir yutulur kitabım

Annem bana dün ilk kitabımı aldı. Kitap biz bebeklere renkleri öğretmeyi amaçlıyor.
Büyük bir merakla sayfaları çevirirken içimde onu yeme isteği uyanıyor. :))
Mmmm yummy!

30 Haziran 2009

Uzun bir aradan sonra tekrar Bebek'teyim

Sabah erkenden annem ve anneannem ile kendimizi dışarı attık. Yelda ile buluşup Fulya'daki BSS Designers'a gittik. Hiç birşey beğenemeden çıktık oradan. "Ne yapalım bari gelmişken birer sabah kahvesi içelim." diye düşünüp hemen yanındaki Kahve Dünyası'na oturduk. Hava çok güzeldi. Dolaştım, uyudum, oyun oynadım. Bol bol da fotoğraf çektirdim.
Daha sonra yeni açılan Real'e bir baktık. Bebek arabası ile çıktığımızdan fazla yük olmasın diye çok alışveriş yapmadık. Bizim blokların altındaki Carrefour 15 Temmuz'da kapanıyor. Annemle babamın haftalık büyük alışveriş yapmaları gerekecek. Burası uygun olabilir gibi..

Bir saatliğine eve uğradık, sonra yine çıktık. Akşam üzeri Bebek'te kuzenim Doruk ile buluşacaktık. Annem öncesinde nasılsa yol üstü diyerek Etiler'deki kuaförüne uğradı. Ben de anneannem ve dayımla dolaştım. Sonra annemi aldık ve taksiye atlayıp Bebek'e indik. Bebek Parkı'nda Vural Family ile buluştuk. Doruk çok büyümüş. Kendi kendine salıncakta sallanabiliyor. En önemlisi ayaklarının üzerinde durabiliyor. Ben henüz bunları yapabilmek için çok küçüğüm ama çalışıyorum. Yakında oturabilirim gibi geliyor.

Annem ve Funda sözleşmişcesine siyah t-shirt, beyaz etek ve siyah ayakkabı giymişler. Aynı Fransız okulunun mürebbiyeleri gibi görünüyorlardı. :))Biz çocuklar parkta oynadıktan sonra yolun karşısına geçip Kırıntı'ya oturduk. Babam da iş çıkışı yanımıza geldi. Pek uyku tutturamadım bu gece, hep kucakta gezdim. Annem-babam-Funda-Ertan... Her kucakta uyumuşluğum var. :)
Uzun bir aradan sonra tekrar Bebek'te boy göstermek çok iyi geldi. Özlemişim.. :)

29 Haziran 2009

Mis oldum

Cuma günü verem aşısı olmuştum. 3 gün banyoyu yasakladılar. Öncesinde de PPD testi olmuştum ve yine 3 gün banyoyu yasaklamışlardı. Etti mi sana koskoca 6 gün! Banyosuz! Annem "İğne yerine değdirmeden yıkayabilir miyiz?" diye sorarak şansını denedi ama hemşire "Tavsiye etmem." deyince "Ne yapayım yıkanmam ben de.." dedim. Annem beni her gün sildi, nemlendiriciler sürdü ama suyun verdiği rahatlık yok tabii..

Bu sabah itibariyle süre doldu ve kendimi hemen banyoya attım. Ne güzel şeymiş banyo yapmak. Hem de benim gibi bir su perisi için.. :) Ohhh neşem yerine geldi.
Aşı olmak ve bu sıcaklarda yıkanmamak beni biraz huzursuz etti. Haftasonu bir türlü gündüz uykularımı uyuyamadım. Hep kucakta gezerken uyudum. Neyseki beni kucakta gezdirme gönüllüsü olan biri daha var evde; anneannem. Uyurken ne kadar ciddi olduğum da gözlerden kaçmasın lütfen.
Bir yere çıkmadım, hep evdeydim. Bol bol kucakta gezdim, aile saadeti yaşadım. Pazar akşam üzeri babaannem ve dedem de gelince aile tablomuz tamamlanmış oldu. Mahir dedem de önümüzdeki haftasonu gelecek. Artık güzel bir aile fotoğrafı yakışır bize. :)