25 Temmuz 2009

Yine yeni yeniden Bebek

Bugün hava çok sıcaktı. Bütün gün evdeydim. Güneşin gücü zayıflamaya başladığında hava almak için sahile gitmeye karar verdik. Biraz dolaştık, nereye otursak diye düşünmeye başladık. Kırıntı bebekli aileler için çok uygun, yine oraya gittik. Ben yine arada uyudum, arada gezindim. Kış geldiğinde ne yapacağım acaba? Gezmeye o kadar alıştım ki...

24 Temmuz 2009

Halamla bir cuma öğleden sonra

Bugün sabahtan beri hiç keyfim yoktu. Neden bilmiyorum ama biraz huzursuzdum, gündüz uykularımı iyi uyuyamadım. Öğlen halam geldi, kız kıza çay-kahve içtik ve sohbet ettik.
Birazcık olsun neşem yerine geldi. Halam gittikten sonra güneşin gücünü kaybetmesini bekledik ve annemle yürüyüşe çıktık. Bize en uzak markete gidip birşeyler aldık. Babam geldiğinde gözümden uyku akıyordu. Annem yemek hazırlarken biz sarılıp evin içinde dolaştık. Ve ben yine babamın kollarında uyuyakaldım.

23 Temmuz 2009

Ela Süper Sami Yen'den bildiriyor

Bugün Tobol maçı öncesinde annem ve babamla birlikte stada gittik. Henüz maça girebilmek için çok küçüğüm. Şimdilik sadece ısınma turları yapıyorum. Ortam çok gürültülü, hava sıcak, taraftar inanmıştı. Davul, zurna ve tezahüratlar eşliğinde bir saat geçirdim. Bizimkilerin arkadaşlarıyla tanıştım. Herkes beni çok sevdi. Tam uyku saatime denk geldiği için onlar kadar sıcak karşılık veremedim. Bir de ilk defa bu kadar kalabalık ve gürültülü bir ortama girmenin şaşkınlığı içerisindeydim.

Tunca&Cenk:
Burak&Dilara: Can&Ayşe&Arda:Yine de sevdim bu taraftarlık işini ben. Büyüyünce babamla birlikte maça da gireceğim. Babamın en büyük hayali beni omzuna atıp maça gitmek. Annemin hayalleri biraz daha kapsamlı. Artık hayaller gerçekleştikçe blog'umdan takip edersiniz. :)

22 Temmuz 2009

Niye yiyemiyorum seni, niyeeee?!?!?

Ay kudurdum sinirden!

21 Temmuz 2009

Uyku

Biz bebeklerin dünyaya geldikten sonra uykuyla ilgili öğrenmesi gereken 3 önemli konu var:
  1. Gece/Gündüz farkını öğrenip uzun gece uykularına yatmak
  2. Kendi odamızda yalnız uyumaya alışmak
  3. Kendi kendimize uykuya dalmak

İlk iki madde benim için sorun olmadı. Gece/Gündüz farkıyla ilgili ailemi hiç üzmedim. Geceleri uzun uyudum, gündüzleri kestirdim. 11 haftalıktan beri de kendi odamda uyuyorum.

Artık 4 aylık olduğuma göre benim için en zor olacak 3.maddeyi de halletmenin zamanı geldi. Benim gece uykularım babamın eve gelmesiyle başlıyor. Bazen annem yıkıyor beni, bazen babamı bekliyoruz. Yıkanıp meme emdikten sonra babama sarılıp birlikte evin içinde geziyoruz. Babam bana uyku şarkımı söylerken bir de bakıyor uyuyakalmışım. Beni sessizce yatağıma bırakıp gidiyor.

Her geçen gün ağırlaştığım için annemin de babamın da belinde ağrılar başladı. Sarmaş dolaş uykuya dalmak hepimiz için de zevkli fakat kendi kendime uykuya dalmayı da bir an önce öğrenmem gerekiyor. Dün gece babam beni anneme havale etti. Annemde babama ek olarak sırt deformasyonu yaratan bir aktivite daha var: Emzirmek. Annem bu konuda çoktan alarm verdiği için beni fazla gezdiremedi ve yatağıma bırakarak uyku şarkımı söylemeye başladı. Banyomu yapmışım, mayışmışım, karnımı da doyurmuşum... Şarkımı dinlerken uyuyakaldım. Bu gelişme üzerine annem çok umutlandı, sadece biraz kararlı olmaları ve beni her gece yatağıma bırakmaları gerekiyor. Yalnız babam çok yufka yürekli :) Bütün gün beni özlediği için eve gelince kucağına alıp bırakmak istemiyor haliyle. "Ben kızımı böyle uyuturum." diyor.

Bakalım bu konuda nasıl gelişmeler kaydedeceğim?PS: Bizimkiler "Ağlatma" yönteminini desteklemiyor. Yumuşak bir şekilde bana uykuya dalmayı öğretmek istiyorlar.

20 Temmuz 2009

4 aylık oldum

Annemin okuduğu bir yazı üzerine bugün 4 aylık performansımızı değerlendirdik. Yazıda biz bebeklerin milyarlarca beyin hücresi ile doğduğu anlatılıyor. Doğumdan üç yaşına kadar bu hücreler arasında trilyonlarca bağlantı oluşuyor ve 3 yaşına kadar kullanılmayan beyin hücrelerimiz ölüyor. 3 yaşında kreşe başlayacağım, o zamana kadar ne kadar çok beyin hücresi kurtarırsak kar!

Bakalım ilk 4 ay yapmam gereken herşeyi yapmış mıyım?
  1. Rahatlatıcı ve kaslarımı geliştirici masajlar aldım. Bol bol gerindim. Annemin karnında daracık yerde sıkışmıştım, gerine gerine açıldım.
  2. Ailem benimle hep konuştu. Beni taşırken nereye gittiğimizi, neler gördüğümüzü, altımı değiştirirken ne yaptıklarını, nasıl bir evde yaşadığımızı bana anlattılar. Şimdiden kendi dilimde karşılık veriyorum ama pek anlaştığımız söylenemez. :))
  3. İlk günden beri (hatta annemin karnındayken bile) benim için besteler yapıldı, şarkılar söylendi.
  4. Bir sayfasında iki veya üç objeden fazlası bulunmayan basit resimli kitaplara bakmaya başladım.
  5. Ailem bana sürekli gülümsedi. Böylece ben de mimikleri öğrendim, güler yüzlü bir bebek oldum.
  6. Konsantrasyon sürem yarım saat olduğundan bana sürekli yeni şeyler sundular.
  7. Başımı dik tutabildiğimden beri farklı pozisyonlarda oturttular. Böylece çevremi değişik açılardan gözlemleyebildim. Dizlerin üstünde göbek üstü uçuş pozisyonunda durmaya ayrı bir bayılıyorum.
  8. Farklı sesler ilgimi çekiyor. Çeşit çeşit sesli oyuncak ve çıngırak aldılar.
  9. Aynı şekilde elimde tuttuğum (ya da ağzıma soktuğum) objelerin farklı dokularda olmasına dikkat ettiler.
  10. Beni hep gezdirdiler, her fırsatta temiz havaya çıkardılar, değişik yerlere götürdüler ve farklı ortamları tanıttılar.
  11. Bana hep beni sevdiklerini söylediler.

11 üzerinden 11!!! Hepsini yapmışız. Bunların haricinde yaptıklarımız da şunlar:

  1. Evimizde sürekli müzik dinleniyor. İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Yunanca... Annem farklı dillerde şarkıları kulağıma mırıldanırken birbirimize sarılarak dansediyoruz.
  2. Başardığım her yeni şeyde bolca "Bravo" ve "Aferin" alıyorum. Ailemin onayı benim için çok önemli, böylece doğru yolda olduğumu anlayabiliyorum.
  3. Annemin ve babamın fotoğrafına bakarak "Anne" ve "Baba" diyor annem, hangisinin "Anne", hangisinin "Baba" olduğunu işaret ediyor.
  4. Parmak ucumda 8-10 adım atıyorum, minik minik yürüme alıştırmaları yapıyorum.
  5. İngilizce çocuk şarkıları dinliyorum. Annem büyüdüğüm zaman dil öğrenirken kulak aşinalığı yaratacağına inanıyor.

Günlük aktivitelerimiz ne kadar yoğun değil mi? Zaman ilerledikçe faydasını göreceğiz umarım. :)

19 Temmuz 2009

Pazar maratonu

Güne 7'de başladım. Karnımı doyurduktan sonra bir daha uyumadım. Neyse ki böyle durumlar için babam her zaman hazır. Her sabah olduğu gibi bu sabah da bir saat kadar benimle oynadı.
Babam annemin aldığı doğumgünü hediyesini kullanmazsa süresinin geçeceği uyarılarına sonunda kulak verdi ve öğlen Anantara Spa'ya gittik. Hayatımda ilk defa bir Tayland'lı gördüm. Ne kadar değişik tipleri var, minicikler... Babam kendini o minicik kadının ellerine bıraktı. Biz de annemle 1,5 saat boyunca başbaşa kaldık. Babamın çıkış saatine yakın görevli geldi ve "Cem Bey relaxing room'da uyuyor." dedi. Uyanması için bekledik ve 1,5 saatin nasıl geçtiğini anlamayan babam yoğurulmuş bir şekilde yanımıza geldi.

Sırada bizimkilerin İtalya seyahatinde tanışıp arkadaş oldukları Dilek ve Gökhan'la olan randevumuz vardı. Yelda ve Tibet de gelmeye çalışacaklarını söylemişlerdi, onlar da geldiler. House Cafe'de oturduk, ben arada meme emip uyudum. Annemler arkadaşlarıyla takıldılar. Daha sonra Migros'a gidip haftalık alışverişimizi yaptık ve eve döndük. Çok zor oldu böyle... İnsanın evinin altında süpermarket olması ne büyük lüksmüş meğer.. Annem Migros açılsın diye dua ediyor. :)