17 Ekim 2009

Kolluk güçleri devrede

Bizimkiler uykusuz geçen 2 haftanın sonunda babaannemle dedemi gönderip benimle yalnız kaldıklarında ne yapacaklarını şaşırdılar. O kadar enerji doluyum ki benimle başetmek gerçekten kolay değil.

Onlar uyumuyor da ben uyuyor muyum sanki? Tabii ki hayır! Gündüzleri toplasan 2-2,5 saatlik şekerlemelerim var. Ben de uykumu iyi alıyorum diyemem. Ama gelin görün ki bendeki mevcut enerji stoklarıyla hiç uyumasam da rahatlıkla 3-4 gün geçirebilirim.

Geçirdiğimiz en kötü gecenin ertesi gününde annem gündüz çok uyuyacağımdan gece yine uyumayacağımı, kötü bir döngüye girdiğimizi düşünmüştü. Ama yanıldı. Ertesi gün bomba gibiydim, yine 2 saat kadar uyudum. Maalesef aynı şeyi annem ve babam için söyleyemeyeceğim. Bir çeşit zombi hayatı yaşıyorlar.

İşte böyle uykusuz olduklarında gündüzleri benimle başetmeleri de zor oluyor. Hafta içi uyuyamayınca haftasonu için güzel hayaller kuruyorlar ama olmuyor. Bu nedenle bu haftasonu proaktif davranarak kolluk güçlerini devreye soktular.

Sabah yine erkenden kalkıp annemle klasik cumartesi rutinimizi uyguladık: 9'da manikür, sonrasında biraz dolaşıp temiz hava alma, market alışverişi, şekerleme ve 11 gibi eve varış.
Öğleden sonra ilk kolluk gücü olan Vural Family gelecekti. Annem ortalığı toparlayıp atıştıracak birşeyler hazırladı. O arada babam beni parka götürdü, ben uyuyunca eve geri getirdi. Uyandığımda kolluk güçleri devredeydi. Doruk, Funda ve Ertan benimle oynarken bizimkiler birazcık olsun nefes aldı. Oyun odamda yere oyuncaklarımı yaydık, döne döne, yuvarlana yuvarlana oynadık. Doruk benim minik adımlar attığımı duymuş, gelirken bana ilk arabasını getirmiş. Artık evin içinde kendi kendime dolaşabileceğim.Funda ve Ertan beni çok seviyorlar, biraraya geldiğimizde binlerce fotoğraf çekilme gibi bir adetimiz var. :) İşte onlardan biri:İnşallah bir gün onların da benim gibi sağlıklı, mutlu, güzel bir kızları olur.

Vurallardan sonraki kolluk gücü Hakan'dı. Hakan babamın üniversiteden arkadaşı. Annemin de kankisi ama doğumdan sonra eskisi kadar sık görüşemez oldular. Bu yüzden Hakan'ı blog'umu takip edenler ilk kez görecek. Kızarkadaşı Ece de gelecekti ama hastalandığı için gelemedi. Geçmiş olsun Ece! Artık sizi daha sık görmek istiyorum...

12 Ekim 2009

Tam bir park kuşu oldum

Gayrettepe mıntıkasındaki parklara gide gide, Bebek Parkı'nı aşındıra aşındıra artık bir değişiklik yapmanın zamanı geldi diye düşündüm. Bugün babaannem ve dedemle Yıldız Parkı'na gittik. Hava o kadar güzel ki... Bu hafta kış gelecekmiş ama insanın inanası gelmiyor.

11 Ekim 2009

Yatağımın kademesi alçaldı

Bu aralar huysuzluğum üzerimde. Uyku uyumuyorum, hiçbir düzenim kalmadı. Hep mızıldıyorum. Dün gece de sürekli uyanıp ağladım. Sabah yine 5:30'da kalktım. Annem hastaydı, dinlenmesi lazımdı ve daha fazla uykusuzluğa dayanamayacaktı. Babam kendini feda etti ve beni alıp içeri götürdü. 7:30'da annem kalktı ve beni aldı. Böylece babam uyudu. Annem kahvaltımı yaptırıp beni dışarı çıkardı. 11'de eve geldik, babamı uyandırdık. Öğleden sonra babam beni parka götürdü, annem evde kalıp 1 saat uyudu. Bütün haftasonumuz böyle nöbetleşerek geçti.

Bir yere tutunup da kendi kendime ayağa kalktığımdan beri bizimkiler diken üstünde. Sabahları onlardan önce uyanıp sessiz sessiz yatağımda oynuyordum. Ayağa kalkabildiğim için olur da aşağı da inmeyi denerim korkusuyla rahat bir gece uykusu uyuyamadılar. Yatağın kademesini indirmek gerekiyordu, çok kolay bir iş değildi, iş dönüşü yorgun argın gecenin bir saati yatak montajıyla uğraşılamazdı. Dolayısıyla görev haftasonuna kaldı.

Doğru düzgün uyuyamama, sersem gibi kafayla nöbet tuta tuta akşam oldu. Yatak kademesi ayarlamaya bir türlü sıra gelmedi. Baktılar ki gün bitti, bir hafta daha böyle diken üstünde geçmez, geçtiler işin başına. Marangozlar çalışırken ben kitap okudum. Yatağın kademesi alçalınca artık kendimi aşağı atma tehlikesi kalmadı. Bu sefer de yatağa konurken uyanma problemi başladı. Aaah ah! Nerede o eski 8'de yatıp kendi kendine uyuyup 6'da uyanan Ela?