19 Şubat 2010

Flash flash flash!

Kahvaltıdan sonra gözlerimin kapandığını farkeden annem sabah sütümü verip beni doğru yatağa gönderdi. Uyandığımda öğlen olmuştu. Hacer Teyzem evi temizlerken annemle yemeğimi hazırlamak için mutfağa girdik. Bugün sebzeli somon yemeğini biraz daha çeşitlendirdik. Nasıl mı?

Sebzeli somon balığı-2
40 gr. somon balığı
3 küçük taze patates (ya da bir orta boy patates)
1/2 kereviz
3 sap brokoli
1 kokteyl domates
1 çay kaşığı zeytinyağı

Tarif dünküyle aynı... Balığı yine 75 gr. olarak haşladık ama blendır'dan geçirirken yarısını ayırdık. Balığın suyunu daha çok sebze çeşidi ile tatlandırmayı denedik. Çok da güzel oldu. Keşke soğan da koysaydık. Haşlanmış balığı çatalla yedim, kalanını da annem götürdü. Soğuk-moğuk demez, denizden dedem çıksa yer, o derece. :)

"Bugün 19 Şubat değil, 19 Mayıs." deseler inanırdım. Hava o kadar sıcak ve güneşliydi. Annemle parka indik. Salıncakta sallandım, kaydıraktan kaydım, kaydırağa tırmandım, tahterevalliye bindim.2 arkadaşım oldu. Biri için çok üzüldüm. Benden 1 ay büyük ama hiç parkta oynamamış daha önce. Ben salıncakta kahkahalar atıp, yerde emekleyip, neşe içinde kaydırağa ters tırmanırken o ağlıyordu. Ben bile havaya sokamadım onu. Yakında alışır umarım.

Salıncağa ikinci kez yalnız binişim ama sallanırken hayatımı nasıl tehlikeye atacağımı keşfettim bile!Eve dönünce biraz yorulduğumu hissettim ama uyuyacak kadar değil. Elmalı yoğurt, üzüm suyu, çikolatalı kek derken bir de baktım habire tıkınıyorum. Akşam menüsünde mercimek çorbası vardı, ona yer ayırmak için yemeyi kestim.

Annemle oynadık, oynadık, oynadık. Oynamaktan yorgun düştük. Duşumu alıp erken yatacaktım ki... Sürprizzzzz! :) Babaannem ve Bahar Teyzem geldiler. Son enerji kırıntılarımla biraz daha kudurdum. Babam da geldi. Böylece babamı görmeden yatmaktan kurtuldum. Annem mutfakta yemek hazırlarken hayatımın sürprizini yaptım. Her an yürüyebilirim diye bir aydır gözünü üzerimden ayırmayan annem yanımda değilken ilk adımlarımı atıverdim!! Babam da demez mi "3 haftadır ben azıcık serbest bırakıyorum, bir-iki adım atıyor Ela..""E niye söylemiyorsun o zaman??" diye annem çığlığı bastı. Meğer babam bunu sayılmaz zannediyormuş. Kendi kendime 1 mt. kadar yürümem gerektiğini düşünüyormuş. "Hey Allahım!" dedi annem. "İlk adım, aşkım! İlk adım! Adı üzerinde!" Böylece anneme göre ilk adımlarımı atmış oldum. Babama göreyse bunlar hala sayılmaz.. :)

3 yorum:

  1. Ela'cım, kisa zamanda yuru, bizim ofise gel, antreman yapacak cok yer var :) Bu arada babanda bakıyorum yaz kis gs sortu ile takılıyor, sayende ev halini de gorduk, pek bir eglendik. Yanliz ev sicaksa, seni neden bu kadar giydirmisler?

    YanıtlaSil
  2. Şekerim ne bekliyordun ki anlayamadım, "robe de chambre" ile mi gezecekti evde? Cem'den bahsediyoruz! :))

    Ev sıcak ama Ela duşunu yapıp yatak kıyafetini giymişti babası gelmeden önce. Küçük hanım uyurken üstünü örtmediği için bizden bir kat fazla giyiniyor.

    Nasıl ama kızımın minik adımları? :)

    YanıtlaSil
  3. Adimlara bayildim, vallahi ofise getir, benimle babasi arasinda ogrenir yurumeyi iyice :)

    YanıtlaSil