12 Ekim 2010

Ela the fındıkkurdu

Sabah kapı çaldı, bir de baktım babaannem! Hemen "Babbbaaa!" diye koşup sarıldım. Elinde kocaman bir torba vardı. Annemle beğenip bedenini bulamadığımız mont ve paltoyu almış. Baktığımız Zaralar üzerlerinden çekirge sürüsü geçmiş gibiydi. Henüz eylül ortasındayken kışlık kıyafet kalmadığını görüp üzülmüştük. Neyse ki devamı gelmiş, babaannem de görür görmez kapmış.

Akşam üzeri bakıcısıyla beraber arkadaşım Teoman iade-i ziyarete geldi. Biz onlara gittiğimizde ben şaşkın, o hiperaktif durumdaydı. Hangi oyuncağa elimi uzatsam kıymete binmişti. Demek ki ev sahibi olunca böyle oluyormuş. Bugün de Teo (ilk başlarda) şaşkındı. Nereye gideceğini, hangi oyuncakla oynayacağını şaşırdı. Ben de kıpır kıpırdım. Ve tabii ki hangi oyuncağı beğense gidip elinden aldım. Sonra sonra Teo açıldı. Evin bir ucundan diğer ucuna koşmaya, çekmeceleri ve dolap kapaklarını açmaya başladı. İş çıkışı annesi Evrim de bize geldi. Bebekleri takip etmekten anneler yine hiç bir lafın sonunu getiremediler. Ben öğlen uyumadığım için su kaynatmaya başladım. Teo daha beter kudurmaya başladı. Böyle olunca aktivite akşamımızı erken noktaladık.

Özetle; ikinci buluşmada da pek birlikte oynamadık. Herkes kendi havasındaydı. Annem bunun normal olduğunu söyledi. Bu aylarda "parallel play" şeklinde takılmamız gerekiyormuş. Yani hala ısınma turlarındayız...Bugün sadece fındıkla beslendim diyebilirim. Geçenlerde ilk kez tattım fındığı ve çok sevdim. O günden beri her gün yiyorum. Ama bugün... "Minni de minni!*" diye ortalığı inlettim, başka da bir şey yemedim. Ve tabii bolca süt içtim. Öğleden sonra kek ve börek yemediğim gibi, akşam yemeği de yemedim. Annem V'nin kaçırdığı bölümlerini seyrederken, babam da halı saha maçından dönerken oturduğum yerde sızarak günü kapatmayı düşünüyorum.

*"Fındık da fındık!"

2 yorum:

  1. ay şeker şey, fındık ezmesinide sever mi acaba?

    YanıtlaSil
  2. bilmiyorum ki.. hiç yemedim daha önce.. fındık gibi güzelse severim herhalde! :)

    YanıtlaSil