17 Ekim 2010

Hevesli Yamak ile degustasyon kahvaltısı

Kahvaltıya misafirimiz olduğunu ve erken kalkıp anneme yardım edeceğimi yazmıştım dün. 6'da heyecanla uyanıp anneme seslendim. Annem henüz kalkmamış. Yanıma gelip tekrar uyumamı, daha sabah olmadığını ve Öniz'in bir şeyler getireceğini, bize bir tek peynir tabağı-söğüş domates&salatalık gibi basit şeyler kaldığını söyledi. Baktı bende uyuma sinyali yok, çekti gitti. Yatakta döne döne uyumuşum. Uyandığımda 9:30 olmuştu. Annem bu sefer kalkmış, ortalığa çeki düzen verip masayı hazırlamıştı.

Dün marketten aldığımız salatalıklar arabada kalmış, birlikte aşağı inip onları aldık. Dışarıda mis gibi bir hava vardı ve güzel bir gün olacağa benziyordu.

"Önni"ciğimin yeni bir hobisi var: hevesliyamak.blogspot.com. Refika Birgül'ün kitabındaki tarifleri deneyip yorumlarını yazdığı bir blog. Bugün degustasyon sırası bizdeydi. Kitaptan kahvaltıya uygun olacak iki tarif seçmiş. İlki Ufak Gözlemeler:
Biz hepsini severek yedik, ellerine sağlık. Benim gibi heyecanla 6'da kalkıp bu işlere girişmiş! Sonra da birinci köprüde koşu olduğundan ikinci köprü trafiğiyle cebelleşip bize gelmiş. Tariflerle ilgili detaylara yukarıdaki linklerden ulaşabilirsiniz. Beni seven herkesi "Önni"ciğimin blogunu takip etmeye ve izleyici olmaya davet ediyorum! Pişman olmayacağınız garanti... :)

Kahvaltıdan sonrası için kız kıza takılmaca programı yapmıştık. İstikamet olarak Nişantaşı'nı belirledik. Ne zamandır gitmiyorduk, annem de Topshop'a bakmak istiyordu. City's'in yeni yüzünü görmek, Las Ramblas'a benzetileceği söylenen Abdi İpekçi Caddesi'nde yemek molası vermek, kahve içmek, bu güzel havada sokaklarda olmak lazımdı. Program hazırdı, giyinip çıktık. Babamın programı evde yayılıp dinlenmece üzerineydi.

Nişantaşı'na gittiğimizde gözlerim kapanıyordu. İki tur atınca uyuyakalmışım. Uyandığımda City's'deydik. Kapanacak denen City's canlanmış, daha alınası markaların olduğu mağazalarla dolmuş. Öğle yemeği yemeden uyuduğum, sabah da doğru düzgün bir şey yemediğim için alışverişi yarım bırakıp hemen yemek faslına geçerek Kırıntı'ya oturduk. Menüden hemen seçimimi yaptım: Maynama!
Abdi İpekçi Caddesi trafiğe kapatılmış, yerlere taşlar döşenmiş. Sokakta az insan da olunca acayip bir akustik oluşmuş. Bir bağırdım sokak çınladı. Herkes gülünce komik olduğumu zannedip ardarda bağırmaya başladım ama annem nedense hiç gülmedi. Zaten Kırıntı'da şımarıklığım tavana vurdu çok ilgi gördüm. Bir teyze sırf beni seyretmek için kahvesini boşalan bir masada oturup içmek yerine arkamızdaki bekleme bankında içip beni sevip gitti. Diğer masalar sürekli bana laf attılar. Garson abla ve abiler etrafımda pervane oldular. Hemen boya kalemlerim ve kağıdım geldi. Resim yaparken penneleri teker teker mideye indirdim. Giderken de Mickey kavanozundan şekerimi aldım. (Merak etmeyin, tabii ki yemedim.) Kesinlikle Bebek Kırıntı'dan daha çok sevdim buradaki insanları.

Önce biraz dolaştık.
Sonra kahve içmek için Caffé Nero'ya gittik çünkü oranın kedilerle dolu bir bahçesi vaaar! :))
Kimisi benden kaçtı ama en tembelini bulup onu sevdim. O kadar miskindi ki kaçamak dokunuşlarımdan kaçmak aklına bile gelmedi. -Elbette bir süreliğine... :)

Kahve yerine yine o vanilyalı soğuk içecekten almış annem. Bilmeyenlere nasıl içildiğini hemen göstereyim. Önce pipeti tepedeki boşluktan içeri daldırıyorsunuz:
Sonra hemen geri çekip pipetin içinde kalanı hüüüp diye içinize çekiyorsunuz:
Annenizle romantik anlar yaşamak isterseniz spagettiyi iki ucundan yiyen sevgililer misali pipeti iki ucundan hüpletebilirsiniz:
Nişantaşı turunu tamamlayıp taksiye atladık. "Tattsiii!" diye bağırarak taksiyi benim çağırdığımı söylememe gerek yok herhalde? Öniz sabah 6'dan beri koşuşturduğundan eve dönmek istedi. Biz de Yelda'yı aradık. Astoria'ya gidiyorlarmış. Öniz bizi oraya bıraktı. "Yeyya" ve "Tibetcimm"le market alışverişi yapıp eve döndük.

2 yorum:

  1. Elacık Pazartesi akşamı müthiş misafirperverliğin için teşekkür etmek istedim.. Seninle tanışmış olmak büyük zevkti... Babana olan düşkünlüğün gözlerimi yaşarttı şekerim...
    Maşallah annen seni çok güzel yetiştiriyor. Olgun bir genç kızla tanıştım resmen:)) neyse bana da bekliyorum seninle çikolata yapmak çok keyifli olacak...
    prenses:))

    YanıtlaSil
  2. Neee çikolata mı??? Nasıl yani bana bundan hiç bahsetmemiştin???

    Ben de seni çok sevdim Gültencim. Kasım başı görüşmek üzere.. :)

    YanıtlaSil