02 Kasım 2010

Güneşli bir gün

Bugün bahardan kalma bir hava vardı. Böyle güneşli günlerde insanın mutsuz olması mümkün mü? Benim de içim neşe doluydu... :)

Erken kalktım ve bizimkilerle kahvaltı ettim. Sonra Yelda uğradı-beni görmek için. İşte haftanın ilk gününden hayranlarım birer birer dökülmeye başladı! Öğleden sonra da dayım gelecekti ama yetiştirmesi gereken bir ödevi varmış, yarın geleceğini söyledi.

Yelda ile birlikte çıktık; onu işe gönderdik, biz de annemle parka gittik. Arkadaşım Eylül de anneannesiyle parka gelmiş, birlikte oynadık. Park dönüşü posta kutularına takıldım. "Postacılık zevkli bir meslek olsa gerek.." diye düşünüp mektupları düzenledim.
Annem öğlen menüsü için tarhana çorbası düşünmüş ama ben makarna istedim. Hayret, sorun çıkarmadan makarnayı yaptı. Ama şöyle anlaştık; çorbayı yarının menüsüne kaydırdık. Bana kalsa her gün makarna yerim ama sağlıklı gelişim için dengeli beslenmem şartmış.

Cumartesi doktor kontrolüm var. Merak ettiğimiz her şeyi not alıp soracağız, çünkü oraya gidince unutuyoruz. İşte sorularımız:

- Artık eskisi kadar çok yemiyorum, porsiyonlarım yarı yarıya azaldı. Normal midir? Kilom ve boyum iki ayda ne kadar artış göstermiş?
- Diş bakımını doğru yapıyor muyum?
- Çok fazla süt içiyorum. Fazla sütün kansızlık yaptığını söylüyorlar. Annem tahlil yaptırmak istiyor. Sonuçlara bakıp konuşalım...
- Kötü bir ağız kokusu başladı. Seda aynı şeyi Zeynep'te hissedip doktoruna sormuştu. Bu dönem geniz eti büyüdüğü için normalmiş. Teyid etmekte fayda var. Bana özgü başka bir nedeni olabilir mi?
- Başımda geçmeyen bir yara var, sürekli kabuk oluyor. Bu, bu nedir bu?
- Kışın kendimi korumaya almam lazım, hangi multi vitamini kullanayım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder