16 Kasım 2010

Mutlu bayramlar

Bayramın ilk gününü aile ziyaretine ayırmıştık. Öğlene doğru çıkıp babamın teyzelerine gittik. Ziyarete gelen tek akrabalar biz değildik, güzel bir tesadüf oldu.
Ziyarete "torun" mertebesinden katılan minikler Muna ve bendik.Bu arada Muna'nın anne ve babasının Büyükçekmece tarafında Afacanlar Dünyası adında bir kreş açtıklarını öğrendim. İlgilenenler için kreşin web sayfası burada.

Büyük teyzelerden çıkınca dayımın evine geçtik. Ben ziyarete yine "torun" mertebesinden katıldım ama bu sefer çekirdek aileydik...
Bu aynı zamanda dayımın Akaretler'de yeni taşındığı evine ilk gidişimdi. Tam bir öğrenci evi, minicik. Yerini de beğendim. Güle güle otur dayıcığım.

Öğle yemeğini geçiştirmiştik bu yüzden akşam yemeğini erken yemeye karar vererek boğaza balık yemeye indik. Bayramın ilk günü olduğundan restoranın 6'da açılacağını öğrenince 1,5 saat bekleyemeyeceğimiz için alternatif düşünmeye başladık. İstinye'ye doğru ilerlerken aklımıza Go Mongo geldi. Herkes ok deyince İstinye Park'a girdik.

Girer girmez Esse'de elektronikler hariç tüm ürünlerde %50 indirim olduğunu gördük ve biraz alışveriş yaptık. O kadar ki bu dakikadan sonra pusetimi alışveriş arabası olarak kullanmak torbaları taşımaktan daha sağlıklı bir çözüm haline geldi.

Esse'den direkt Go Mongo'ya geçtik. Başlangıç olarak Çin mantısı söylemiştik. O kadar sevdim ki sadece onu yedim ve boyama yaptım. Hızımı alamayınca menüyü boyamaya başlamıştım ki annem hemen elimden aldı. Restoran menülerini boyamıyormuşuz.
Mantıdan sonra herkes büfe ziyareti yapıp etlerini, sebzelerini ve çeşnilerini seçip döndü.
Sonra da afiyetle yedi.
Ben yemedim çünkü biber acıymış. Mantı iyiydi... Go Mongo'ya bu ilk gidişim ama annem bana hamileyken gittiğimiz için hiç yadırgamadım. Bebek sandalyesi bulunması, dar ve gürültülü bir alan olmaması da güzeldi.

Öğleden sonra bende hafif bir kırıklık baş göstermişti. Normal halim olsa ortalığı talan ederdim ama içimden gelmedi. Azıcık ateşim çıktı. Huysuzluk yapıp "Caillou!!!" diye tutturdum. Babam da Youtube'dan bulup seyrettirdi.
Yılbaşı hediyem de böylece netleşti sanırım: Portable DVD player.

Gözlerim iyice kaymaya başlayınca yemekten sonra eve dönmeye karar verdik. Yolda yine Audi standına uğradık. Yine Q baktık. Daha doğrusu bakakaldık. :)

Şimdi yatmaya gidiyorum. Umarım sabah kendimi daha iyi hissederim. Önümüzde 5 kocaman tatil günü daha var!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder