03 Kasım 2010

Neşeliyim neşeli :)

Bugün için planımız öğlen İstinye Park'a gitmekti. Dayım öğleden sonra uğrayacağını söyleyince onu da alıp birlikte gitmeye karar verdik.

Tam evden çıkmak üzere ayakkabılarımızı giyerken Çağan aradı. "Point Otel'deyim, öğlen birlikte bir şeyler yapalım mı?" diye sordu. Annem de çıkmak üzere olduğumuzu ama yol üzerinde otele uğrayıp onu görebileceğimizi söyledi. Sonra da bana dönüp "Sana bir sürprizim var Elacığım." dedi ve asansöre bindik. Asansörden indiğimizde dayımı gördüm. Bir sevinç, bir mutluluk! Çok özlemişim dayımı, hemen boynuna atladım. Bu arada benim bu karşılaşma anındaki coşkum dillere destan oldu, sırf bu yüzden insanlar beni görmeye geliyor olmasınlar? :)

Point Otel'e 5 dakikada vardık. Çağan kapıda bekliyordu. Annemle muzırlık yaptık ve pusetimle arkadan Çağan'a çarpıp "Pardon!" dedik. Bir hışımla döndü ama çarpanın ben olduğumu görünce güldü. "Gel bak sana bir sürprizim var..." dedi, elimden tuttu ve otelden içeri girdik. Döner kapıdan geçerken karşıma babam çıkmasın mı?!? Acayip şaşırdım ve aylardır görmüyormuşçasına sevindim. Sergilediğim coşku karşısında herkes çok etkilendi. Ama ne yapayım bu yaşıma geldim babamı daha önce hafta içi öğlen bizim oralarda görmedim. Sevinirim tabii... :)

Babamlardan ayrılıp İstinye Park'a geçtik. Dayım beni gezdirirken pusetimde uyudum. Uyandığımda Caffé Nero'daydık. Annem benim için yanında muz getirmiş ama dayımın 3 çikolatalı brownie'sini görünce muzun yüzüne bile bakmadım. Brownie üzerine annemin ince belli bardaktaki çayıyla oynadım, karıştırma sesi (gürültüsü) hoşuma gitti. Bardağın dibinde kalan çayı da hüplettim.
Annem baktı ki bu gürültüyle daha fazla orada oturmamız mümkün değil, kalktık. Yelda iş çıkışı gelip bizi aldı çünkü akşam yemeğe onlara gidecektik. Yelda bana özel menüde kıymalı kabak ve makarna olduğunu söyledi. Makarnadan gerisi benim için teferruattır, "Kabağı salla, makarna ver bana." dedim. Annem de yemeğin suyunu makarna sosu haline getirip önüme koydu. Masada baş köşeye kurulup bir bardak ayranla birlikte kabak soslu makarnamı yedim.
Namnamnam çok güzelmiş, ağzım burnum sos oldu ama olsun.
Yemekten sonra Tibet bizi eve bıraktı, yıkanıp mis gibi olduktan sonra doğru yatağıma gittim.

PS: Yılbaşı gecesi takacağım Noel Baba şapkam hazır! Yelda Zara Home'da görünce hemen almış benim için bir tane... Teşekkür ederim Yeldacığım şapkam tam kafama göre oldu... :)

3 yorum:

  1. Ela'cım günün en güzel süprizi sendin :) Hele bana Cooon diye seslenmen yok mu bayıldım resmen...

    YanıtlaSil
  2. Hehehe senin bayılmadığın bir şeyim var mı? :)) Bu arada bana da gerçekten çok büyük sürpriz oldu.

    YanıtlaSil
  3. Valla yok, sen haklısın yine :)

    YanıtlaSil