27 Aralık 2010

Hafta sonu...

Projem üzerinde çalıştığım ilk hafta Allahtan hava çok kötüydü de benim için evde geçirmek problem olmadı. Evden uzaklaşabildiğim ve deneme süresi diye nitelendirdiğim ikinci hafta ise hava mükemmeldi. E tabii ki benim de keyfim yerindeydi.Cumartesi annemle Yelda'nın alışverişe çıkacağını öğrenince kızlara takılmaya karar verdim. Birlikte İstinye Park'a gittik. Annemin hakkımda yaptığı dedikoduları yalanlarcasına gayet uyumluydum. Yemek saati geldiğinde Kaşıkla'dan bulgur pilavı ve ayran aldık. Yemekten sonra annem baya bir tur atınca pusetimde uyudum. Uyandığımda babam ve Tibet gelmişlerdi. İstinye Park'tan çıkıp babaannemlere geçtik. Bizimkiler bir ara gözden kayboldular. Meğer karşı sıradaki White Mill'e gidip Umut ve Bengü ile buluşmuşlar. Torunları babaanne ve dedeye bırakıp rahatça sohbet etmek anne-babaların işine gelmiş tabii.

Pazar için annem ve Neslihan sözleşmişlerdi. Babam evde oturma niyetinde olunca onları bize davet ettik. Arda'yı yine çoook büyümüş bulduk.
Birbirimize aldığımız yeni yıl hediyelerini verdik. Bana Mavi'den bu güzel t-shirt geldi.
Planın devamında akşam üzeri Kanyon'daki Yeni Yıl Konseri'ne gitmek vardı ama halam arayıp yemeğe çağırınca vazgeçtik. Ardalar gittikten sonra hazırlanıp çıktık. Halam neler neler yapmış, hepsini bir güzel mideye indirdik. Merdivenleri kaç kere inip çıktığımı saymadım bile! Günün ikinci hediyesi de Caillou bebeği oldu. Çizgi filme eski düşkünlüğüm kalmasa da karakter olarak Caillou'yu seviyorum. Kitaplarını okuyorum. Şarkı söyleyen bebeğim de oldu. Yaşasın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder