15 Aralık 2010

Tuvalet alışkanlığı günlüğüm-14

Bezsiz geçirdiğim ilk günün gecesinde de bezsiz uyudum. Annem hem üzerimi örtmediğimden üşürüm diye endişelendiği hem de henüz gece mesane kontrolü sağlayamadığım için ben uyurken gelip bezimi bağlayıp pijamamın altını giydirmiş. Hissetmedim bile...

Sabah her zamanki gibi uyandım ve yatağımda biraz kendi kendime oyalandım. Çişimin geldiğini hissettiğim anda anneme seslendim ama o gelene kadar tutamayıp yaptım. "Problem değil!" dedi annem, "Yarın sabah daha erken gelir alırım seni. Böylece tuvalete yetişebilirsin."

İkinci günün devamı da ilk gün gibiydi. Zamanında yetişemeyip azıcık yere yapmaca, annemin beni kapıp tuvalete oturtması üzerine kalanını tuvalete yapmaca. Ek olarak koşarken "Hemmen!" demeye başladım. Ve hiç kaka yapmadım. İki çiş arası 4 saate çıktı. Demek ki bez olduğunda gelir gelmez yapıp tutma ihtiyacı hissetmiyormuşum. Bez olmayınca gördüm ki tutabiliyormuşum. Vay be!

İkinci gece yine banyo sonrası bezsiz uyudum. Annem yine gelip bezimi bağlayıp pijamamı giydirmiş. Ve sıkı durun: Uyandığımda saat 8:15 olmasına rağmen bezim kupkuruydu! Yaklaşık 12 saat çişimi tutabilmişim! Annem ve babam inanamadılar. Benimle acayip gururlandıklarını hissettim. "Demek ki..." dedi annem, "Ela için böyle bir tetikleyici gerekiyormuş. Bez bağlama şansına sahipken bezine yapıyordu. Bu şans ortadan kalkınca tutabildiğini gördük. Aferin benim kızıma!!"

Günün geri kalanında da iki kazam var. İçten içe "Bundan iyi oyun çıkar." diye düşünmüyor değilim. Annem sükunetini ve sabrını ilginç bir şekilde koruyor. Dün biraz umutsuzluğa kapılmıştı ama sabah kuru kalkışım annemi tekrar ümitlendirmiş.

İlk üç gün böyle geçti... Annem yarın şu yere giden ilk damlalar için alıştırma külodu mu yoksa normal külot mu giydirsem diye düşünüyor. Nasılsa artık beze ihtiyaç duymuyorum, sormuyorum bile. Külot giymenin zamandır bence...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder