16 Ocak 2010

Merhaba brokoli

Menümü çeşitlendireceğimizden bahsetmiştim hani... Bugün annem beni değişik, çiçeğe benzeyen birşeyle tanıştırdı. Adı brokoliymiş. Bayıla bayıla yiyordu, benim de karnım çok açtı. Canım öyle bir çekti ki, mama sandalyeme nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Annemin düşündüğünden de fazla yemişim, brokoliyi sevdim diye çok mutlu oldu. (Yemek seçmemden korktuğu için bu konuda biraz hassas da...)

İşte size mamamın tarifi:
1 küçük patates ile 2 küçük dal brokoliyi buharda haşlayın. İçine et suyu ve 1 çay kaşığı zeytinyağı ilave edip püre haline getirin. Afiyet olsun. :)

PS: Yeri gelmişken nasıl et suyu hazırladığımızı da anlatayım. Öncelikle kuzu eti kullanıyoruz. Kasap amca kuzu etinin yapısı itibariyle hormon kabul etmediğini, bebeklere mümkün olduğunca dana ve tavuk eti yedirilmemesi gerektiğini söylüyor. Bana kuzu antrikotun en güzel yerinden 100 gr.lık bir parça gönderiyor. Annem bu parçayı buharda haşlayıp çıkan suyu buz kalıplarına dolduruyor. Eti de tiftik tiftik doğrayıp kalıpların içine ekleyip donduruyor. Sonra da sebze pürelerimin içine bu küpleri atıyor.

15 Ocak 2010

İlk adım

Bugün bir yere tutunmaksızın kendi ayaklarım üzerinde durabileceğime gerçekten inandım. Durdum da... Hatta bu o kadar doğal geldi ki, yürüyebileceğimi zannettim. Ama sadece bir adım atabildim. Sonra yeri öptüm :)

Sanırım biraz daha çalışmam gerekecek...

13 Ocak 2010

Ela ne yer, ne içer?

Ek gıdalarla tanıştığımdan beri beslenme rutinim ve günlük aldığım besin miktarı değişti. 750 ml. civarı süt ve süt ürünü almaya dikkat ettiğim sürece ek gıdalarımı istediğim gibi çeşitlendirebiliyorum. Amacım 9-10 aylık olduğumda bizimkilerle sofraya oturabilmek, 1 yaşıma geldiğimde de onlarla aynı yemeği yiyebiliyor olmaktı. İlk adımı başarıyla attım, hatta ikinci adımı da attım diyebilirim çünkü zaten onlarla birlikte sofrada olduğumdan gözüm yemeklerinde oluyor. Sürekli yalanıyorum, annem de benim için zararlı olmadığı sürece bana herşeyi tattırıyor. - Guacamole yediğimi hatırlıyorsunuz değil mi? :)

Minicik mideme neler indirdiğimi merak ediyorsanız işte listesi:
08:30 - Kahvaltı (70 ml. süt ve peynir karışımı)
10:30 - 130 ml. süt
13:00 - Sebze yemeği
15:30 - 100 ml. yoğurt
18:30 - 140 ml. akşam maması ya da muhallebi
20:30 - 240 ml. süt
+ Sabaha karşı acıkırsam 130 ml. süt

Aralarda da su, taze meyve, kuru kayısı-incir ve annem ne yerse ondan yiyorum. Meyve suyu içmektense meyve yemek daha sağlıklı diyorlar, meyve suyunda meyvenin sadece şekeri kalıyormuş. En sevdiğim meyve siyah üzüm. Üzümün yanısıra muz, armut, mandalina, elma ve erik de seviyorum. Yazın henüz ek gıdalara geçmediğimden o güzel yaz meyveleriyle tanışamadım. Önümüzdeki yaz karpuz, kavun, çilek ve şeftali havuzunda yüzmeyi planlıyorum.

Kahvaltımda süt, peynir, bebe bisküvisi, yumurta sarısı, ceviz, badem ve fındık var. Annem bazen bisküvi yerine bebek ekmeği koyuyor, o zaman zeytin ezmesi de ekliyor. Bazı arkadaşlarım yulaflı kahvaltı da yiyorlarmış ama doktorum mercimek ve bulgur gibi baklagillerden yiyorsam yulafa gerek olmadığını söyledi, almam gerekenleri alıyormuşum zaten.

Öğlen yemeğimde sebze yiyorum. Menümü daha önce yazmıştım. Tarhana haricindekileri severek yiyorum, tarhanaya da zamanla alışırım herhalde. Artık bu menüyü bitirdiğime göre yeni lezzetler deneyebilirim.

Akşam yemeğimde tok tutması için bazen muhallebi bazen de Milupa'nın Bisküvili ya da Tahıllı mamasını yiyorum. Gece yatmadan önce yaptığım bir yükleme var. Bu iki öğünü birleştirmem lazım aslında ama birini atlasam gece acıkıyorum, bu yüzden 2 saat arayla midemi iyice doldurup öyle yatıyorum.

Gördüğünüz gibi kendime çok iyi bakıyorum... :)

12 Ocak 2010

En tatlı ayaklar kimin?

Dün babam sağ ayağımı yiyordu, ben de "Sol ayağımı yiyeyim bari.." dedim. Ne güzel tadı varmış, artık acıktıkça yiyebilirim. Nasıl olsa elastik bir vücuda da sahibim...

10 Ocak 2010

Arka koltukta tek başına

Bugün babamın kolejden arkadaşlarıyla brunch programımız vardı. Buluşma saati olan 11:00 benim tam uyku saatimin ortası olduğundan erken çıktık. Les Ottomans'ın içindeki Funfatale'e varmak üzereyken uykuya dalmışım. Bizimkiler beni oto koltuğumdan pusetime geçirmişler ama ruhum bile duymamış. Erken gittiğimiz için annemle babam manzaraya karşı başbaşa kahve içip arkadaşlarını beklemişler. Uyandığımda herkes gelmişti. Onlar sohbet etti, ben de masadaki lezzetli yiyeceklerden otlandım. Aslında arkadaşlarım da vardı; Rüzgar ve Mert. Ama henüz sosyalleşemediğimizden, herkes kendi alemindeydi...Eve dönüş yolunda annem doğduğumdan beri ilk defa ön koltukta oturdu. Dün annemin arkada benimle oturduğunu öğrenen Yelda bizi kınamıştı, başka annelerin daha küçük bebekleri için bile arkada oturmadığını söylemişti. Bu da benim içime oturdu tabii. 9,5 aylık kocaman kızım ben, artık bebek değilim. Bu yüzden annemi öne gönderdim ve arka koltukta tek başıma kitabımı okudum.

Akşam üzeri Lisya ve Rubi beni görmeye geldiler ve hediye getirdiler. Bu seksi şortu azıcık daha büyüdüğümde giyebileceğim. Çok teşekkür ederim :)