23 Ocak 2010

Let it snow

Sabah uyandığımda her zamanki gibi annemle odamın perdesini açıp dünyaya "Günaydınnnn! Ela uyandııııı!" dedik. Pencereden baktığımda her yerin bembeyaz olduğunu gördüm. Annem gece kar yağdığını söyledi. "Kar ne ki?" diye düşündüm...

Kar yağışı devam etti ve beyazlık daha da arttı. Biz de pencerenin önünde oturduk ve dışarıyı seyrettik.Öğlen yemeğimi yerken gözlerim kapanıyordu. Hemen uyudum. Uyandığımda bizimkiler pizza yiyordu. Elasız pizza partisi olur mu? Tabii ki olmazzzz! :)Pizzadan sonra annem beni sıkı sıkı giydirdi. Sezon başında aldığımız fakat henüz giymeye fırsat bulamadığım astronot montum ortaya çıktı. Eldivenlerimi ve beremi de taktıktan sonra karlarda yuvarlanmaya hazır hale geldim.

Aşağı indiğimizde hala kar yağıyordu. Boylu boyunca kara uzanıp gökyüzüne baktım. Yüzüme düşen kar taneleri gözlerime kaçtı, hiçbir şey göremedim. Sonra da kalkıp bilek seviyemi geçen karda yürümeye çalıştım.Annem ve babamla parkta oynadık. Annem bize kartopu attı. Babamın kucağında olduğum için babam kaçamadı ve topları bir bir sırtımıza yedik. Annem minik bir kardan adam yaptı ama babam "O ne be?" dedi. Kendi kendimize güldük, eğlendik. Bu kar çok değişik birşeymiş. Zaten desteksiz yürüyemiyorum, bir de bu astronot kıyafeti içinde hareket etmek daha da zor oldu. Kar yarın da devam ederse yine aşağı ineceğiz. Bugünkü şaşkınlığımı yarın üzerimden atıp annemin kar toplarına karşılık vermem gerekiyor. :)

22 Ocak 2010

Demirci Köşkü'nde 5 çayı

Bugün arkadaşım Vanessa'ya gittik. Annelerimizle misafircilik oynadık. İkimiz de kıpır kıpır olduğumuzdan düzgün bir 4'lü fotoğraf çekemedik ama olsun.Vanessa'yla aramızda 7 ay var. O koşuyor, zıplıyor, atlıyor, hiç yerinde durmuyor. Ben henüz bu kadar mobil değilim ama elimden geldiğince ev sahibine uyum sağlamaya çalıştım. Vanessa'nın bir sürü oyuncağı vardı. Kısa süre de olsa oynadık ama sonra kafamıza göre evin içinde dolaşmak daha cazip geldi. Anneler çay içti, biz yoğurt yedik ve öğlen uykumuzu uyumadık.
Giderken Vanessa'ya kitap götürmüştüm.O da bana eğitici oyun halısı almış. Hediye vereyim derken almış oldum, ne şanslıyım. :) Oyun halısındaki kutucuklara bastıkça harfleri, kelimeleri ve sayıları öğreneceğim. Çok teşekkür ederim Vanessacığım, oynadıkça seni hatırlayacağım.Bu arada Edna-Edna-Edna duy sesimizi! Vanik'in vaftizinden beri görüşmedik. Biz seni çok özledik, ilk fırsatta kız kıza ya da ailecek bir program yapalım, olur mu?

21 Ocak 2010

Yeni kitaplarım

Her sabah olduğu gibi bu sabah da kahvaltıdan sonra annemle biraz uzandık. Uyandığımızda babaannem ve dedem bizdeydi. Birlikte yemek yedikten sonra dışarı çıktık. Bugün yapmamız gerekenler vardı ve hava nihayet yağmurlu ya da karlı değildi. Annemin babama aldığı t-shirt'ü verip yerine başka bir şey almamız gerekiyordu. Astoria'ya gittik, babaannem de bizimle geldi. Biraz alışveriş yaptık; babaannem ailemize katılacak yeni kuzenime hediyeler aldı. Annem de bana ve Vanessa'ya kitap aldı. Yarın Vanessa ile buluşacağız, programımız şimdiden belli...Sonra yoğurdumu yemek için Caffé Nero'ya oturduk.Babaannem bana yeni kitabımı okudu.Hava çok soğuktu. Eve dönüş yolunda üşümemek için sıkı sıkı giyindim. Ama hava soğuk da olsa neşem hep yerinde benim.

20 Ocak 2010

10 aylık oldum

Yine zaman geçti ve ben bir ay daha büyüdüm. O kadar hızlı büyüyorum ki, beni bir hafta görmeyen bir sonraki gelişinde farkı farkedebiliyor. Mesela anneme göre bu hafta yüzüm büyümüş. Gözlerim ve burnum arasındaki mesafe açılmış, burun kemiğim uzamış. Doğrudur, bana en çok o bakıyor çünkü.
  • Konuşmamı geliştirmek için çok çalışıyorum. Annem sürekli birşeyler anlatıp duruyor. Dikkatlice dinleyip hepsini kaydediyorum. Yeri geldiği zaman da kullanıyorum. Bilinçli ve yerinde kullandığım 10 kelime var: Gel, Baba, Nanne, Nannanne, İyi (Nasılsın diye sorulduğu zaman), Mama (Karnım acıktığı zaman), Ay ay (Bye bye), Jijjii (Saçlarımı okşayarak kendime cici yapıyorum), Gikgikgik (Kuşlar cikcikcik diye öter), Bbbööööö (İnekler möööö der).
  • Konuşamadığım için söylenenleri anlamıyorum zannetmeyin. Herşeyden haberim var. 'Hayır'ı bile biliyorum.
  • Evde özgürce dolaşma iznim var. Aynı zamanda yasaklarım ve dikkat etmem gerekenler de var. Annem 2 şey için 'Hayır' diyor; prizleri ellemek ve kapı diplerindeki boşluklara parmaklarımı sokmak. 'Hayır'ı duyduğum anda olduğum yerde donuyorum. Arkama baktığımda annem bana doğru geliyorsa hemen kaçıyorum. Dikkat etmem gereken birşey olduğunda annem hemen 'Dikkat' diyor. Ben de ne yapıyorsam kendimi emniyete alıyorum.
  • Yürüme konusunu yakında çözerim gibime geliyor. Artık tek elimden tuttuğunuzda sizinle yürüyebilirim. Bir yerden bir yere geçerken çok rahatım, koltuklardan rahatlıkla inip çıkabiliyorum. Emekleme konusunda ise tek rakibim THY! :)
  • Dans etmeye bayılıyorum. Bazen müzik sesi duymasam da dans ettiğim oluyor.
  • Koltuğa tırmanıp oyuncaklarımı aşağıya atıyorum. Çıkan sesler ilginç geliyor ve nasılsa birileri toplayıp geri veriyor.
  • Oyuncaklarımı anneme uzatıyorum, o da alıp 'Teşekkür ederim" diyor. Sonra bana geri veriyor, ben de tekrar ona veriyorum.
  • Beni kucağına alan kişiye sarılıyorum ve sırtına vurup gazını çıkarıyorum.
  • Saklanmaya ve bulunmaya bayılıyorum.
  • Dolap kapılarını ve çekmeceleri açıp kapatıyorum.
  • Giyinip soyunurken kollarımı havaya kaldırıyorum.
  • Yiyeceklerle aram şimdilik iyi. Bizimkiler ne yerse tadına bakıyorum. Böylece yeni lezzetlerle tanışmış oluyorum.
  • Bazı yiyecekleri kendim yiyebiliyorum. Boğazıma kaçar korkusuyla elime herşeyi vermiyorlar ama örneğin kuru kayısıyı kendim yiyebiliyorum.
  • İstek ve ihtiyaçlarımı rahat bir şekilde ifade edebiliyorum.
  • Çok inatçıyım. İnatçılıkta annem ve babam birbiriyle yarışır. Artık yarışta ben de varım.
  • Işıkları ve kapıları açıp kapatabiliyorum. Eskiden birini uğurlarken arkasından uzun uzun el sallardım. Şimdiyse hadi yallah diye sepetliyorum, tek isteğim bir an önce kapıyı kapatmak.
  • Son olarak yapamadığımı yazayım bari, kendi kendime uyuyamıyorum.

19 Ocak 2010

Zzzzzz

Bu sabah 10:30 uykumu uyumadım. Annemin çok uykusu vardı, ben uyuduğumda o da uyuyacaktı. Bu yüzden uyumam için gözümün içine bakıyordu. İnatçı kişiliğim devreye girdi, uyumadığım gibi annemi de uyutmadım. Benimle oynasın istedim.

Sonra öğlen oldu, mamamı yedim. Tabii ki sabah uyumadığım için gözümden uyku akıyordu. Annem sabahki davranışımın cezası olarak beni yatağıma koydu ve gitti. "Nan-neeee" diye seslendim ama geri gelmedi. Ben de oyuncaklarımı aşağıya atmaya başladım. Atarken gözlerimi kapatmakta zorlanıyordum. Sonrasını hatırlamıyorum... Neyseki annem altta kalan bacağımı düzeltmiş. Yoksa o uyuşmayla 3 gün yürüyemezdim herhalde. :)Uzun zaman sonra ilk kez yatağımda kendi kendime uyuyakaldım. Öncekini hatırlıyor musunuz? :))

Uyandığım zaman bir de baktım ne göreyim?! Annem bebe bisküvilerimden götürüyor. Hemen ben de istedim. Artık dişlerim olduğuna göre sert besinleri de yiyebilirim. Dün kek yemiştim, bisküvi niye yemeyeyim? Kıtır kıtır mideye indirdim. Çok tatlıydı, zaten sabahları da severek yiyorum. Ama sadece 1 tane yiyebildim çünkü doktorum fazlasına izin vermiyor...

18 Ocak 2010

Artık yağmur yağmasın da attaya gidelim

Yazılarımda hep erken kalktığımdan bahsediyorum ya, bu sabah kuralımı bozdum. Uyandığımda saat 8:30'a geliyordu. Gece geç de yatmamıştım halbuki... Demek ki gündüz çok yorulmuşum. :)
Rutinimi bozmadan yine 10:30 gibi uyudum. Uyandığımda Mine bizdeydi. Kızkıza lafladık, güldük, eğlendik.Dışarı çıkmak istedik ama çok yağmur yağdığı için çıkamadık. Soğuğu problem etmiyorum ama yağmurlu çamurlu havalarda atta pek zevkli olmuyor. 3 gündür evden dışarı çıkamadım. :(

Akşam üzeri dayım geldi. Sonra da babam geldi. Bugün hiç boş kalmadım sürekli benimle ilgilenen birileri oldu. Bu aktivite hali beni yordu tabii. Her zamanki gibi duşumu alıp 20:30'da uyudum.

17 Ocak 2010

İlahi anne ne komiksin-2 :)