03 Nisan 2010

Alp'le Bebek turu

Bugünkü programımız babam ve Tibet squash oynarken annem, Yelda ve ben kızkıza takılmaktı. Sabah Coys'dan gelen mesajla hemen programı revize ettik. Eskinaziler doğum günümde İzmir'de olduklarından görüşememiştik. Alp benim için çok tatlı hediyeler seçmiş, annesiyle birlikte vermek için bize gelmek istemişti. Hediyeleri gördüğünüz zaman kendisinin ne kadar zevkli olduğu konusunda bana hak vereceksiniz. Çok teşekkür ederim Alpciğim... :)Babamlar squash'e gittiler. Biz evde kaldık, sohbet ettik. Alp'le oyun oynadık. Nedim'in işi bitince o da geldi. Baktık hava çok güzel, sahile inelim dedik.Deniz havası alırken Alp uyudu. Ben de parkta oynadıktan sonra uyudum.Biz uyurken büyükler Bebek Kırıntı'da yemek yemişler. Kırıntı'dan çıkarken uyandım. Bu geç şekerleme yüzünden gece geç yatarım diye düşünüyorum.

PS: Bu şeker plaj modası için istikamet: BabyGap.

01 Nisan 2010

Tuvalet alışkanlığı günlüğüm-5

Bu tuvalette oturmacılık oyunundan annem biraz sıkıldı galiba. Şu işi bir türlü rutine oturtamadım. Yediğim, uyandığım, uyuduğum saatler hep belli ama çiş/kaka yaptığım saatler belirsiz. Git-gel oynuyoruz işte... Kaka ok ama çiş ı-ıh!

Birçok yöntem var bezden kurtulmada. Annem belli bir yöntem izlemektense bu tür yumuşak bir geçişin, herhangi bir zorlamada bulunmamanın doğru olduğu görüşünde. Doktorum "Hiç uğraşma, zamanı geldiğinde kendi belli edecek. Sakın öyle çıplak gezdirmeye filan kalkma." diyor. Tracy ise "Bebeklere uyumayı, yemek yemeyi, diş fırçalamayı öğrettiğiniz gibi tuvalet alışkanlığı kazanmayı da öğretmelisiniz. Beklemeyi seçerseniz daha çok beklersiniz." diyor.

Annem benim bu işi daha çabuk kıvıracağıma inanıyordu sanırım. Çok uğraşmak ve üzerime gitmek istemiyor. Bense bezimle çok rahatım. Arada kakamı tuvalete yapıyorum ama hala çişimi beklemeden bezime yapıyorum.

Ela the afacan

Bugün yemekten sonra Yelda'yla parka gittik. Yelda'nın işi erken bitmiş. Hava öğleden sonra bir anda güzelleşince arayıp "Haydi seni parka götüreyim Elacığım!" dedi. Ben de hemen kabul ettim.Parktaki çocuklar bir salyangozun başına toplanmışlardı, ben de gidip ne olduğuna baktım. İçlerinden biri "Üzerine basıp ezeyim mi?" diye sordu. Annem olaya müdahale edip yapmamalarını söyledi. Demek ki çevremizdeki hayvanları koruyacağız. Onlar da bizim gibi birer canlı çünkü..Hava güzel oldukça her gün parka gideceğim. Ama günler uzayınca tek bir park seansı beni kesmeyecek. Evde de oynayacak oyunlar icat etmek lazım. Artık çok hareketliyim. Annem beni özgürce dolaşmam için serbest bırakıyor, bu sefer de her yeri dağıtıyorum. Çekmeceleri, rafları boşaltıyorum. Kirli çamaşır sepetimdekileri etrafa saçıyorum. Kuruması için asılmış temiz çamaşırları yere atıyorum. Bulaşık makinesinin, televizyonun ve Digiturk'ün düğmelerine basıyorum. Odamdaki oyuncakları salona, salondakileri diğer odalara götürüp bırakıyorum. Peşimde sürekli birinin dolanıp bu karmaşayı toplaması gerekiyor.

Bu böyle olmayacak! Yarın şu oyun konusu üzerine kafa yoracağım. Annemle oynayacak yeni oyunlar bulmamız gerekiyor...

31 Mart 2010

Bizimkilere kavuştum!

Dün gece yine köpek havlamalarına uyandım. İçeriye seslendim ama anneannem geldi. Halbuki bu gece bizimkiler gelecekti, gündüz anneannem bana öyle söylemişti. Neden gelmediklerini merak ettim, bir türlü uyku tutmadı. O sırada odama annem girdi. Onu görünce o kadar mutlu oldum ki! Geleceğini söylemişti, geldi. Hemen kalkıp sarıldım anneme. Birlikte salona geçtik. Salonda babamı görünce mutluluğum ikiye katlandı! Yarım saat kadar oynadık, sonra da kaldığım yerden uykuma devam ettim.

Annemle gitmeden önce anlaşmıştık. Ben anneannem ve dedemi üzmeyecektim, annemler de 4 gün sonra döneceklerdi. Ben sözümü tuttum. Anneannem ve dedem de günlük rutinimin bozulmaması için çalıştılar. Hayatımda hiçbir değişiklik olmadı. Annem ve babamla oynayacağıma anneannem ve dedemle oynadım. 4 gün göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Keyfim gayet yerindeydi.Bizimkiler beni büyümüş buldular. Dediklerine göre yürüyüşüm gelişmiş ve göbeğim biraz daha öne gitmiş. Bir de artık birşey isterken "ııııhhhhhhh" yerine "ııh-ıhh-ıhh" diyorum. Sürekli birşey istediğim için de bu ses kafa ütüleyici olabiliyor ama olsun beni her halimle seviyorlar! :))