07 Ocak 2011

Merhaba İlker Can

Cuma programı hafta başından belliydi. Bir türlü gidemediğimiz İlker Can ve Sinem'i ziyarete gidecektik. Evden her çıkışımızda annemi "azıcık" yorduğumdan gidene kadar biraz daraldı. En son kapıdan çıkarken "Allahım sen bana sabır veeerrr!" diye bağırıyordu ama neyseki Sinemler'e vardığımızda sakinleşmişti.

İlker Can henüz 6 aylık olmasına rağmen çok hareketli ve benimle oynamaya çok hevesliydi. Sürekli bir şeyler söyledi ama üçümüz de ne dediğini anlamadık. O günleri hayal meyal hatırlıyorum da... Konuşmayı öğrenene kadar işi gerçekten zor. :)

Birlikte oynayamadık ama şarkı söyledik. "Baş, omuzlar, dizler, ayaklar" şarkısındaki tüm organların yerlerini bildiğim için teker teker İlker Can'a gösterdim. Bakın bunlar kulaklarım:
Yemekten sonra İlker Can'ın su içmesi gerekiyormuş. Hemen biberonunu kapıp suyunu içirdim. Sinem'in dediğine göre sırf ben verdim diye içmiş, yoksa içmezmiş. Bu işte gerçekten iyiyim.
Eve döndükten sonra 1 saat kadar evde oyalanıp tekrar çıktık. Hava çok güzeldi. Etrafta biraz yürüyüş yaptıktan sonra ben pusetimde uyudum. Annem de Starbucks'ta oturup kitap okumuş. Geçen akşam Teoman'ın kitaplıktan getirip annemin kucağına bıraktığı Süper İyi Günler adlı kitabı Evrim okuması için anneme vermişti. Evde benim kitaplarımdan başka kitapların okunmasına izin vermediğimden meğer annem fırsatı değerlendirmiş. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan kitabın çevirmeni de tanıdık: Övgü İçten. (Önizciğimin kankisi) Annem otizme küçük bir çocuğun gözlerinden pencere açan bu kitabın okunması kolay, akıcı ve yer yer kendisini gülümseten bir roman olduğunu söyledi.

2 yorum:

  1. Ela'cigim annenin super iyi gunleri sevmesine cok sevindim. Birgun sen uyumuyorken gorusuruz insallah, optum :)
    Ovgu

    YanıtlaSil
  2. Övgücüm eline sağlık, su gibi okunan bir kitap olmuş. İlk fırsatta silah tüccarını da okumak istiyorum. Görüşmek üzere.. :)

    YanıtlaSil