13 Şubat 2011

Romantik hafta sonumuz

Bu hafta sonunu ben ve bizimkiler farklı romantizm anlayışlarıyla geçirdik. Sevgililer Günü pazartesiye geldiği için bizimkiler kutlamaları hafta sonuna çekerek Çırağan Kempinski'de kalmaya karar verdiler. "Ela da gelse mi? Nasıl yaparız? Ortamı sever mi? Oyalanır mı? Yoksa bıraksak mı? Kime bırakalım? Yok yok, bırakmayalım Ela da gelsin..." gibi gel-gitler sonucunda benim kısmen dahil olduğum bir çözümde karar kıldılar.

Çözüm doğrultusunda öğlen çıkıp otele gittik. Havuzu çok sevdiğim için birlikte birkaç saat yüzdükten sonra akşama doğru dedem gelip beni alacaktı. Daha kapıdan girerken oluşan hayran kitleme buraya havuza girmek için geldiğimi söyleyip heyecanla havuzu aramaya başladım. Check-in işlemleri sırasında havuza giden yolu bulup rahatladım. Odamıza çıkıp yerleştik, üzerimizi değişip kapalı havuza indik. Daha önce de "indoor pool" deneyimim olmuştu. Suyun ılık olduğunu biliyordum. Buna rağmen su bana sıcak geldi. Bizimkiler "Haydi Ela, bak çok eğleneceğiz!" diye gaz verince girdim ama pek hoşuma gitmediğini söylemeliyim. Biraz şıp şıp yaptık ama ı-ıh... Hislerimde değişiklik olmadı ve çıkmak istedim. Annem çok şaşırdı. "Neden çıkmak istiyorsun Elacığım?" diye sordu. "Mavi havuz istemiom anne!" dedim. "Beyaz havuz istiom." "Yapma, etme, bak çok güzel, çıkmayalım..." gibi sözler benim için birşey ifade etmeyince gerisin geri odaya döndük. Odada yapacak bir şey yoktu, dvd izlemek dışında...
Babam "Siz buradaysanız ben bir açık havuza inip geleyim." diyerek gitti. Biz de balkondan fotoğrafını çektik.
Acil durum çağrısını alan dedem hemen geldi ve birlikte eve döndük. "Hoşçakalın romantikler! Kahvaltıda görüşürüz."
Ben gittim ama odada eşyalarım kaldı yadigar... Bizimkiler bakıp bakıp iç çekmişler. Evdeki hesap çarşıya böyle uymaz işte.
Akşam yemeğini ben dedemle baş başa, annem babamla baş başa olmak üzere ayrı ayrı yedik. Yemekten sonra oyun oynadık ve 21'de yatıp uyuduk. Erken yatan erken kalkar, 7:30'da ayaktaydık. Kahvaltıdan sonra kaldığımız yerden oyuna devam ettik. 10'da annem arayıp "Gelmiyor musunuz?" diye sordu. "Kahvaltı muhteşem Elacığım, tam senlik. Hem de çocuklar için animatörlerin de olduğu bir oyun odası var. Haydi bekliyoruz." dedi. Dedemle evde çok mutluydum, gitmek istemedim. Annem de ne kaçırdığımı göstermek için fotoğraf çekmiş.
Kurabiye yapmak çok zevkli olurdu ama ne yapalım artık başka sefere...
Bu hafta sonu dedemle büyük bir sınav verdik. Annem başından beri bizden emindi. Babamsa biraz zorlayıcı bir deneyim olabileceğini düşünüyordu. Ama baş başa çok güzel vakit geçirdik. Dedemi hiç üzmedim, o da beni anlayıp ihtiyaçlarım doğrultusunda davrandı. Annemle babamın da yalnız kalmaya ihtiyaçları varmış. Onlar için de güzel bir mini tatil oldu. İki çift, farklı romantizm anlayışları, kocaman mutluluklar...

Herkese sevgilisiyle geçireceği güzel günler dilerim. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder