03 Ekim 2009

Cumartesi avareleri ve Arda'ya ilk ziyaretim

Annem ve Öniz, Gürhan'ın departman yürüyüşü olmasını fırsat bilip buluşmak için sözleşmişler. Annem babama beni evde bıraksa idare edip edemeyeceğini sordu, babam başbakanımızın izinden giderek "Kızını da al, git" dedi. :) Ben zaten dünden razıyım, bayram ettim tabii ki... Sabah 9'da annemle maniküre gittik, biraz açık havada turladık ve sonra Öniz gelip bizi aldı. Bütün gün dolandık, yemek yedik, kahve içtik. Annem bana Gap'te bir ayakkabı beğenmiş, almaya gittik ama 6-12 aylık olanının kalmadığını söylediler. Dediklerine göre İstanbul'dakilerin hepsi satılmış. Lacivert paltomun altına çok yakışacaktı ama olmadı. Anneannem İzmir'de bulursa alır bana artık. Bu arada Türkiye'de 39 TL'ye satılan bu minik ayakkabı, Amerika'da 15 USD üzerinden indirim yapılarak 8 USD etiketle satılıyor. Yuh demek istiyorum ama diyemiyorum, ben kibar bir bebeğim.Yemek molası için Sosa'ya oturduğumuzda yine bebek sandalyesi istedik, yine ahşap sandalye geldi. Bir güzel kuruldum, yoğurdumu yedim. Annem bir ara "Öniz dikkat et, Yelda'nın başına gelen senin başına gelmek üzere" dedi. Hemencik nasıl anladı yahu??? Bu ahşap sandalye olayı beni bozdu valla. Doğruca anneyiz.biz odasına inip altımı değiştirdik ve turumuza kaldığımız yerden devam ettik. Öğleden sonra babam gelip bizi aldı ve Arda'yı görmeye gittik. İşte sonunda benden küçük biri! Rubi'nin yeğeni Rüzgar'dan da küçük, sadece 4 günlük! Arda'yı görür görmez çok sevdim, ona dokunmak istedim ama izin vermediler. Çok uğraştım ama başaramadım. Bebeklere dokunulmazmış. O zaman ben de büyümesini beklerim. Tekrar hoşgeldin Arda, iyi ki doğdun! Annen ve baban seni çok sevmişler, her fırsatta söylediler, kucaklarından indirmediler. İlk günler biraz böyle geçiyor ama sakın alışma tamam mı? Büyüdükçe taşımakta zorlanıyorlar... :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder