26 Aralık 2009

Yine kaderde oto koltuğu almak yokmuş

Bugün niyetimiz gidip şu oto koltuğu meselesini halletmekti. Kahvaltıdan sonra her zamanki gibi biraz kestirdim, uyanınca babamla oynayıp öğle yemeğimi yiyip hazırlandım. Genelde cumartesi günleri kalabalık yerlere ve alışveriş mekanlarına gitmeyiz. Bu kuralımızı unutmuş bir şekilde yola çıktık ve evin önündeki yokuştan Fulya'ya inip orada kaldık. Baktık ki burada kalırsak bütün günü yiyeceğiz, hemen vazgeçip listedeki bir sonraki maddeye geçerek annemi doktora götürdük. O muayene olurken ben biraz açık havada dolaştım; çok güzel, güneşli bir gündü.

Eve gittiğimizde Yelda beni görmeye geldi. (Evet, annemi değil beni!) Ona yeni bisikletimi ve oyuncaklarımı gösterdim. O sırada annem Neslihan'la konuşmuş, onları bize davet etmiş. Yelda'nın işi vardı, kalamadı. Ben de arkadaşımı beklerken akşam yemeğimi yiyip duşumu aldım ki, geldiklerinde bu detaylarla vakit kaybetmeyeyim. Bu arada yemekte Aptamil'in bisküvili gece maması vardı, ilk defa tattım ve çok beğendim.

Uyku saatim yaklaşırken Ardalar geldi. Babam "17 kilo nasıl taşınır?" konulu hareketler yaptı. Kabul et babacığım, biraz zorlandın! :)Arda büyümüş ama birlikte oynayabilmemiz için biraz daha büyümesi lazım. Ona yılbaşı hediyesini verdim, umarım beğenmiştir. Babası gibi ağır bir kişik olduğundan Arda hediyeme pek bir yorum yapmadı.Uykum gelince herkese iyi geceler diyerek yatmaya gittim. Ben uyuduktan sonra Ayça ve Plamen de gelmiş ama maalesef onları göremedim.

Yarınki planımız elbette yine oto koltuğu almak. Bir de yılbaşı gecesi çok yaklaştı, henüz hediye alışverişimi tamamlayamadım. Yarın bitirmek zorundayım. Haydı hayırlısı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder