Yeni uyandığım için biraz mahmurdum ama yoğurdumu yiyince kendime geldim.
Kostandoflar birkaç hafta sonra Madrid büyükşehir belediyesinin verdiği yetki ile karı-koca ilan edilecekler. Bizimkiler de bu mutlu günlerinde onları yalnız bırakmayacak. Bu organizasyon için bütün öğleden sonra uçak ve otel araştırdılar. Ben de o sırada evi gezdim, her yeri dağıttım; annem benimle ilgilenmekten başka birşey yapamadı.
Acıkınca pizza söyledik. Yemeye başlamadan önce herkes adına dua edip şükrettim.
Sonra da pizzaları bir güzel mideye indirdim.
Akşama doğru Burcu ve Onur geldi. Onlarla henüz tanışmamıştım ama Burcu beni çok iyi tanıyor. Kendisi blog'umun en iyi takipçilerinden biri. Ben de onu çok sevdim. :) Hem Ayça'da hem Burcu'da profesyonel fotoğraf makinası olunca bol bol fotoğrafımı çektiler. Doğrusu günümde değildim, pek fazla poz vermedim ama yine de güzel kareler yakalamışlar.
Pazar sabahı ise Edna ve Karolinle kahvaltı için sözleşmiştik. Bir türlü herkese uyan bir tarih bulamadığımız için çok istememize rağmen uzun zamandır görüşemiyorduk. Sonunda şeytanın bacağını kırdık. Ortaköy'deki The House Cafe'den içeri girerken gözlerim kapanıyordu. Babam biraz gezdirince uyuyakaldım. Bizimkiler de rahatça kahvaltı ettiler. Ben uyandıktan kısa bir süre sonra Vanessa uyudu. Böylece aynı anda iki bebekle uğraşmak zorunda kalmadılar.Edna Vanessa'yla bana Mothercare'den çok şık birer önlük almış. Artık atta çantamda bunu taşıyacağım.
Karolin ve Edna annemin İstanbul'daki ilk arkadaşları. 7 sene önce İstanbul'a taşındığında aynı yerde çalışıyorlarmış. Sonra hepsi oradan ayrılmış ama hiç kopmamışlar. Daha çok görüşmek isteseler de pek ayarlayamıyorlar, arada böyle denk düştüğü oluyor. Olsun, yine de birbirlerini çok seviyorlar. Gruba iki kız daha eklendi, Vanessa ve ben :) Babalar da gayet iyi anlaşıyorlar.
Kahvaltıdan sonra her zamanki gibi "En yakın zamanda görüşelim." diyerek ayrıldık. Hafta içi Vanessa ile Mohini'ye gitmek üzere sözleştik. İnşallah yağmur yağmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder