06 Aralık 2010

Dilli düdük

Artık birçok şeyi anlatıp soru sorabiliyorum. 18. ayımı doldurduğum gün sanki bana sihirli bir değnek değdi. Son 2 ayda konuşma kabiliyetim çok ama çok gelişti. Sol beynim kelimeleri bir düzen içerisinde kullanabilmeye başladı. Sevgili ailem, bebekliğimden beri benimle konuşuyordunuz ya... İşte meyvelerini toplama zamanı geldi!

Bazı cümleleri o kadar net söylüyorum ki, bizimkiler ilk duydukları anda şaşırıyor.
Örnek: Maç bitti.

Bazen de nereden öğrendiğimi çözemiyor ama bu tür cümleleri kurabildiğime seviniyorlar.
Örnek: Havur saati. (Hamur saati)

Duydukça ezberlediğim ifadeler de var.
Örnek: Alo? Kim o?

Aradığım bir şeyin nerede olduğunu sorabiliyorum.
Örnek: Baba nenne? (Baba nerde?)

Bulduğum zaman haykırıyorum: İşte buudaymış!

Bugün ilk kez yerde gördüğüm bir şeyin ne olduğunu sordum: Bu ne?

Karşımdakiyle iletişime geçiyorum: Meynamma, ben Eya. (Merhaba, ben Ela.)

Ayrılırken mutlaka vedalaşıyorum: Hottatann. (Hoşçakal.)

Kelime dağarcığım her geçen gün artıyor. Bana söylediğiniz birçok şeyi anlayabiliyorum. Birçoğunu kendim de anlatabiliyorum. Daha küçük ve dilim dönmüyorken kullandığım yarım yamalak ifadelere halen devam etsem de (kelebek yerine debidde, balık yerine beydebe vb.) yeni öğrendiğim kelimeleri olduğu gibi telaffuz edebiliyorum.
Örnek: Havuç.

"K" harfinde hala sorun var, hala "K" yerine "D" çıkıyor ağzımdan.
Örnek: Ded (Kek)

Günün sonunda en çok kullandığım kelimenin ne olduğunu sorarsanız... Tabii ki: HAYIR! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder