03 Mart 2010

Disiplin şart

Bir önceki post'umda ne kadar inatçı ve sinirli olabildiğimi gördünüz. Neyseki hep böyle değilim. Çoğu zaman mutlu ve uyumluyumdur. İstediğim birşey verilmediğinde de ağlama krizine girmem. Sinirlenirim ve istediğim neyse hemen yapılsın isterim. Annem bu halimi gördükçe gelecek günlerin onlar için daha zor olacağını düşünüyor. "Ne yapmalı da bu kızı hırçınlaştırmadan istediği herşeyi elde edemeyeceğini öğretmeli?" diye kara kara düşünürken mailbox'ına babycenter'ın bülteni düştü. Tüm metni çevirip buraya almayacağım, sadece bizimkiler bana karşı doğru davranışları geliştiriyorlar mı ona bakacağım. (Orijinal metin burada)
  • Bebeğinize bol bol sevgi gösterin - OK: Ağlıyorsam mutlaka bir nedeni vardır. Annem ve babam "Kucağa çok almayın, alışır sonra." laflarına hiç kulak asmadılar. Her ağladığımda neye ihtiyacım olabileceğine baktılar. Herşey yolundaysa da sadece sevgi vermek için kucaklarına aldılar. Bu şekilde ben de çok sevildiğimi ve ne olursa olsun ihtiyaçlarımın karşılanacağını öğrendim. Böylece büyüdüğüm zaman kendime ve aileme güvenen bir birey olabileceğim. Ailem beni disipline ederken de beni sevdiklerini, sadece yanlışlarımı düzelttiklerini bileceğim.
  • Kaldırın ve yerine başka birşey koyun - OK: Yanlış birşey yaptığım zaman amacım ailemi üzmek değil, sadece sonucunu görmek. Örneğin televizyona vurmayı çok seviyorum. Bunu yapmak istediğim zaman bizimkiler beni televizyonun önünden çekip "Hayır Elacığım. Bu yaptığın çok tehlikeli. Televizyona vurulmaz." diyerek önüme ilgimi çekecek başka birşey koyuyorlar. Zamanla bu bana disiplinin en temel kuralını öğretecek: Bazı davranışlar kabul edilemez ve gerektiğinde ailem bana müdahale edebilir.
  • Hataları birlikte düzeltin - Erken: Henüz yapmadım ama kötü bir davranışı bile bile yaptığım zaman, sonucuna katlanmam gerektiğini de bilmem lazım. Örneğin annemin gözünün içine bakarak yemeğimi yere dökersem yemek bittikten sonra annem beni mama sandalyemden yere indirip yerdekileri toplamama izin verebilir. Tabii ki ne yaptığımızı da açıklayarak; "Peki Elacığım, ortalığı biraz kirlettik. Şimdi de bu pisliği temizlememiz gerekiyor."
  • Pozitif davranışı vurgulayın - OK: Kötü birşey yaptığımda uyarmalarındansa bizimkiler doğru davranışlarımın üzerinde duruyor. "Aferin Elacığım, bütün tabağı bitirdin.", "Ne güzel uyudun bebeğim.", "Ne kadar usluydun aşkım, aferin sana." Bütün günüm tebrikleri toplamakla geçiyor canım.. :)
  • Çocuktan yardım isteyin - Erken: Çocuklar işbirliğine doğuştan hazır. Şimdi bile annem benden birşey istediğinde verdiğim zaman teşekkür alınca o kadar mutlu oluyorum ki! Annem yemek yaparken, kirlileri renklerine göre ayırırken, makineden çamaşırları toplayıp asarken hep onu izliyorum. Büyüdüğüm zaman bu işlerden bazılarını ben üstleneceğim. Evde herkesin bir görevi var, tabii ki benim de olacak. Böylece işe yaradığımı ve birilerine yardım etmenin ne kadar güzel olduğunu öğreneceğim.
  • Öfke yönetimini öğrenin - Erken: Öfke nöbetleriyle başa çıkmayı her anne babanın bilmesi lazım. Çünkü biz minikler duygularımızı nasıl kontrol edeceğimizi bilmiyoruz. Bu yüzden istediğimiz yapılmadığı zaman çılgına dönüp sinir krizi geçirebiliyoruz. Örneğin giyinmek istemediğim için oyuncaklarımı sağa sola fırlatırsam bizimkiler öncelikle beni sakinleştirecek. Eğer bana dokunmalarına izin verirsem sakinleşene kadar sıkı sıkı sarılacaklar, izin vermezsem kendiğilimden sakinleşmemi bekleyecekler. Herşey bittiğinde olay mahaline geri döneceğiz ve sakin ama kararlı bir şekilde "Şimdi bunları toplama zamanı." diyecekler. Eğer bu tutum yeni bir öfke nöbetine yol açarsa tekrar sakinleşmemi bekleyecek ama bittiği zaman beni yine oyuncaklarımın başına götürecekler. Çok inat ediyorsam "Buradakileri ben topluyorum, sen de şuradakileri topla." şeklinde bir orta yol bulabilirler ama önemli olan işi bitirmeden oradan ayrılmama izin vermemek.
  • Çocuk dilini konuşun - OK: Bana neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlatırken benim seviyeme inerek anlayabileceğim, basit cümleler kuruyorlar.
  • Hayırsa hayır - OK: Henüz "Hayır" diyemiyorum ama birşeyi istemediğimi çok net ifade edebiliyorum. Örneğin doyduysam annem kaşığı uzattığında başımı iki yana sallıyorum. Annem bir-iki deneme daha yapıyor. Bazen yemeye devam ediyorum, bazen etmiyorum. Yemek istemiyorsam tabağım önümden kalkıyor. Bu davranışın onlar için şöyle güzel bir sonucu var; "Hayır"larıma saygı duyduklarını gördükçe daha az "Hayır" diyorum.

Gerçekten bravo! Makalede ne öneriliyorsa bizimkiler zaten uyguluyorlarmış. Henüz sergilemediğim davranışların karşılığında da doğru tavır koyacaklarını biliyorum. Annemin içinde düşündüğü kadar cadaloz olmayacağıma dair ümitler yeşerdi. Bakalım zaman ne gösterecek? :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder