10 Haziran 2010

Happy birthday everybody!

Bugün babamın ve dedelerimin doğum günüydü. Sabah babamı doğum günü şarkısıyla uyandırıp hediyemi verdim. Kutlama faslını kısa kestim ve işaret parmağımı avucumun içinde soldan sağa götürerek iPhone'umu istedim. Çünkü en sevdiğim şey bu; sabahları bizimkilerin yatağına uzanıp birlikte iPhone'umdaki video ve fotoğrafları izlemek. Babamı işe uğurladıktan sonra öğle yemeği ve uykusuna kadar çeşitli aktivitelerle bütün enerjimi harcadım. Sonra da 3,5 saate yakın uyumuşum. Annem bu kadar saat ne yapacağını bilememiş, hatta canı sıkılmış! Normalde 1,5-2 saat uyuyorum. Bu anneme yetmiyor, uzun uyuyunca da canı sıkılıp beni özlüyor, ne yapayım ben şimdi?

Uyanınca dedelerimi aradım ve yeni yaşlarını tebrik ettim. Mahir Dedem İzmir'de, Celal Dedem ise Avrupa'nın kim bilir hangi şehrinde? Konuştuk ama doğru düzgün duyamadığımdan nerede olduğunu anlayamadım. Zaten pazar dönüyor, yüz yüze kutlarız.

Muzumu yedikten sonra da parka indim.
Olaydan beri parka gitmemiştim, herkes bana "Geçmiş olsun!" dedi. Duyduğuma göre duvar babam aşağı inmeden sadece 5 dakika önce yıkılmış. Üff ne sinir bozucu bir detay, değil mi?

Parktaki arkadaşlarım arasında yaşı bana en yakın olan Yakamoz. O da çok mutlu ve hep gülen bir bebek. Ben yürürken o yürümeye cesaret edemiyordu. Şimdiyse o konuşuyor ben dinliyorum. İşte böyle birlikte büyüyoruz. :)

3 yorum: