31 Ocak 2010

Kısa ama güzeldi

İzmir'de olmanın heyecanıyla sabah ezanı ile birlikte uyandım. Anneme sarılıp öptüm ki uyansın ve benimle oynasın. 7'ye kadar annemle yatakta boğuştuk. 7'de dedem beni aldı ve annem biraz daha kestirmek için babama sarıldı.

Uyandığımda gördüm ki muazzam bir kahvaltı sofrasını kaçırmışım. Hemen öğlen yemeğimi mideye indirdim ve uçak saatini beklerken Konak Pier'e gittik. Kahve içip sohbet ettik, hava açınca hatıra fotoğrafı çektirdik.Birden geç kaldığımızı farkedip koşa koşa arabaya bindik. Boşuna acele etmişiz; yine alanda ve havada beklettiler bizi. Biraz sıkılsak da sağ salim evimize ulaştık. Bu 1,5 günlük İzmir seyahatinin tadı damağımızda kaldı. İlk fırsatta yine böyle bir kaçamak yapmak istiyoruz.

Bu arada İzmir'de çok beğendiğim ve sizlerle paylaşmak istediğim bir uygulama var. Herkes çöplerini geri dönüşüme gönderilmek üzere ayrıştırıyor ve haftanın iki günü gelen belediye görevlileri çöpleri toplayıp yeni çöp poşetlerini bırakıyor. Sistemi çok güzel kurmuşlar. Bilinçli İzmir halkının da desteğiyle eminim ki Doğa Ana'ya verilen zararı bir nebze olsa da azaltıyorlardır. Biz de annemle aynı uygulamayı evimizde yapıyoruz. Yalnız belediyeden gelen kimse yok. Yürüyüşe çıktığımızda çöpleri yüklenip en yakındaki dönüşüm konteynerine götürüyoruz. Keşke İstanbul'da da belediye bu işe bir el atsa... İnanın geri dönüşüm çöpü sıradan ev atıklarının 10 katı. Bu vesileyle hepinizi çöpleri ayrıştırıp geri dönüşüme göndermeye davet ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder