21 Şubat 2010

Ela'yla akşam yemeğe çıkmak OUT, gündüz IN!

Cumartesiyi evde dinlenerek geçirdik. Bir ara babam beni parka götürdü, sonra da Tibet'le squash oynamaya gitti. Akşama kadar evde sarmaş dolaş takıldık, akşam da Lisya ve Rubi ile Ortaköy Banyan'a gittik.Ortam çok ama çok sessizdi. Gittiğim en sessiz restorandı diyebilirim. Akşam yemeğe çıktığımızda arada kaynıyorum, kimseyi rahatsız etmiyorum ama burası kütüphane gibiydi. Ben de eskiden olduğu gibi uslu durmuyorum. Sürekli birşeyleri işaret edip bana verilmesini istiyorum. Pusette ya da sandalyede oturmuyorum, etrafı keşfetmek istiyorum. Beni yere bırakmadıkları için kucakta gezdirsinler istiyorum. Ve sürekli konuşuyorum. Hal böyleyken de benimle yemeğe çıkanlar pek konforlu bir gece geçirmiyor. Annem artık benimle akşam dışarı çıkmayacağını söyledi. Babam zaten istemiyordu. Anne kalesini de kaybetmiş oldum. Anlaşılan artık İstanbul geceleri ve yeni açılan mekanlarla ilgili benden pek haber alamayacaksınız. Banyan'ı "Bebekle gidilmeyecek mekanlar" listesine ekleyip ertesi güne geçiyorum.

Her pazar bizimkilere kıyak geçip 8'de kalkardım. Daha erken kalkarsam da 8-8:30'a kadar sessizce yatağımda oynardım. Bu sabah 6:40'da güne başladım. Annemle beraber... (Babama dokunmuyoruz, genellikle 11'e kadar uyumasına izin veriyoruz.)

Dışarıya çıkacağımız zaman annemin 1 saate ihtiyacı oluyor. Çantamdaki eksikleri tamamlaması, yemeğimi hazırlayıp çantama koyması, biberonlarımı yıkayıp kurutması, çamaşırları yıkayıp asması, ortalığa rötüş yapması, kendisinin giyinip makyaj yapması ve beni giydirmesi=1 saat. Bu yapılanlara ben de bizzat eşlik ediyorum. Neyi nasıl yaptığını dikkatle izleyip kafama yazıyorum ki ileride ben de yardım edebileyim.

13'te hazır olup kendimizi sokağa attık. Ardalarla Bebek Parkı'na gidecektik. Doruklar da gelecekti ama rüzgar korkutmuş onları, vazgeçmişler. Keşke gelselermiş. Hava çok güzeldi. Sabah uyumadığım için öğle uykumu biraz öne çekip 2 saat uyudum. O sırada bizimkiler sahilde oturup sonra da Kırıntı'ya geçerek (tabii ki her zamanki masamıza), uyuyor olmamdan istifade ederek yemek yemişler. Bu yüzden gündüz dışarıda yemek yiyebiliriz diye başlık attım. Uyku saatime denk getirdik mi tamamdır. Uyandıktan sonra da sakin oluyorum, kudurana kadar da biraz zaman geçiyor.Neslihan bana hediye almış. Ne zamandır söylüyordu da ürünü bulamıyordu. Bunu arabada annemin oturduğu koltuğun arkasına asacağız. İçine de yolculukta gereken malzemeleri ve oyuncaklarımı koyacağız.Bildiğiniz gibi artık ayaklarımı daha sağlam basıyorum. Yemeğimi yedikten sonra babam beni masaya koydu, birkaç dakika öylece durup etrafa baktım. Bizimkiler halime çok güldü.Kırıntı'dan kalkıp parka geçtik. Park her zamanki gibi çok kalabalıktı.Biraz da parkta vakit geçirdikten sonra BJK-GS derbisini seyretmek üzere eve döndük.

PS: Araba koltuğu arkası düzenleyici askımı beğenenler için istikamet: Imaginarium.

5 yorum:

  1. Üzülme Elacığım eğer seninkiler götürmezse ben sana akşam yemeklerinde eşlik ederim :))

    YanıtlaSil
  2. Eşlik ederim derken biz evde mi kalacağız yoksa ikimiz dışarıya yemeğe mi gideceğiz?

    YanıtlaSil
  3. elusum seninle heryer in, bosver etraftakiler birazcik rahatsiz oldu ama biz eglendik :)) bi daha daha sesli biyer tercih ederiz :))

    YanıtlaSil
  4. Etraf değil de garson çok 'lenyo'ydu yahu :))

    YanıtlaSil
  5. sen nasıl istersen elecığım gezdiririzde evde yemek üstü oyunda yaparız :))

    YanıtlaSil