10 Ekim 2010

Ela Süper revirden bildiriyor

Ta-taaam! Cuma gecesi bende hastalanma belirtileri başladı. Burnum doldu, nefes almakta zorlandım. Annem burnuma serum fizyolojik, pijamamın yakasına da ColdMix damlatıp başımı yükseltti de azıcık rahatlayabildim.

Aynı gece babamın da en kötü gecesiydi. Annem iki oda arasında mekik dokuyup uykusuzluktan ölmemek için beni de yanlarına aldı. Solda ben, sağda babam, ayak ucumuzda enlemesine annem şeklinde yatağı üçe böldük. Allahtan yatak büyük de rahatlıkla sığabildik.

Uyuyamadıkça huysuzlandım ve mızıldanmaya başladım. Yanımda yatan babam "Aaahhhh! Çok kötüyümmmmmm! Aaahhh!!!!" diye inleyip beni bastırdıkça halime şükretmek zorunda olduğumu anladım. Çok şükür benim "Öldüm-bittim-çok kötüyüm!" gibi bir durumum yoktu. Annem sıkı sıkı örtünmemiz gerektiğini, hepimizin hasta olduğunu, iyice uyuyup dinlenebilirsek sabah daha iyi kalkacağımızı söyleyince gözlerimi kapatıp uyudum. Uyandığımda saat 8'i geçiyordu.

Annemin dediği gibi uyandığımda daha iyiydim, terlemek iyi gelmiş. Babamı revir odasına kapatıp annemle takıldık. (Çünkü babam evdeyken benimle olsun istiyorum, ortalıkta görünmediği sürece sorun yok.) Öğlen babaannem ve dedem geldiler. Bana eğlence çıktı; evde dönüşümlü olarak oynayabileceğim daha çok kişi oldu.

Cumartesi gecesi benim minik burun yine doldu. Aynı yöntemlerle uykuya daldım. Yatağın babama ait olan kısmının tamamını enlemesine kapladığım için babam beni düzeltirken uyandırma riskini alamayacağını söyleyerek "Family Bed"imizden kaçmış. Annem yatağın solunda daracık bir alanda sıkışmak, ben sağında kocaman bir alanda yayılmak suretiyle uyumuşuz. Sabah yine iyi uyandım. Bu sefer babam da atlatmış görünüyordu. Bütün günü evde dinlenerek geçirdik. Büyük konuşmuş olmayayım ama umarım gece nezlesiyle atlatmışımdır bu sefer...

PS: Çok sevdim bu "Family Bed" olayını. Aynen söyledikleri gibi sabaha kadar deliksiz uyudum. Bundan böyle bolca tekrarlamayı umuyorum. :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder