09 Ağustos 2009

Pazar tembelleri

Sabah yine erkenden kalkıp yollara düştük. Gözde ve Emre ile Bebek'te Happily Ever After'da kahvaltı yapacaktık. Aslında buluşma saati 11 ama bizim 11'de orada olabilmemiz için 9'da kalkmamız gerekiyor. Bu yüzden erkenden kalkmış oluyoruz :) Bizimkiler kahvaltı yaparken ben biraz kestirdim ama uyandıktan sonra her zamanki gibi babamdan tek bir beklentim vardı: Rakımı yükseltmesi :) Ne yapayım, o kadar yere yakınım ki bu mesafeden herkesi göremiyorum. O zaman da hayat çok sıkıcı oluyor.

Önce dışarıdaydık, güneş gelince içeriye geçtik. Gelsin muffinler, gitsin kahveler derken neredeyse tüm menüyü yemiş olduk. Emre GS Adası'na gitmeyi önerdi, herkes ok deyince hooop kendimi teknede buldum. Adada herkes havuza giriyordu, biz hazırlıksız olduğumuzdan birşeyler içmek için 360'a oturduk. Yine gelsin Mohito'lar, gitsin kahveler derken kendimi tatlı rüzgarın kollarına bırakıp uyudum. Haftaya Emre ve Gözde ile denize gitmek üzere sözleşerek ayrıldık. GS Adası harika bir yer ama annem beni havuza sokmuyor, bu yüzden denize gideceğiz.Akşam da Frame'e, Seda ve Cem'in düğününe gittik. 8'de sütümü içip uyudum. Herşey harikaydı, nikah kıyıldı. Alkışlar, güzel dilekler... Müzikler Latin havasında olunca ninni gibi geldi bana. Ama bir anda dımtıslar başladı. Yüksek müziğe ışık oyunları ve duman da eklenince uyandım tabii. Daha önce hiç böyle şeyler görmemiştim. Neye uğradığımı şaşırdım. Böyle olunca geceyi erken bitirmek zorunda kaldık. Eve geldiğimizde kurt gibi acıktığımı farkettim, meme emdim. O kadar uykum vardı ki, hemencik uyudum.

Çok sevgili Seda ve Cem, size bir ömür boyu mutluluklar diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder