03 Haziran 2010

Days go by...

Bu aralar günlüğümü biraz ihmal ettim, biliyorum. Gezmekten, parkta oynamaktan gündüz yazamıyorum. Akşam da haliyle yorgunluk çöküyor, uyku bastırınca gözüm hiçbir şey görmüyor. Neyse zaten son birkaç gündür benzer aktiviteleri yaptığımdan topluca yazarım şimdi.

Öncelikle havalar bir anda ısınınca neye uğradığımı şaşırdım. Sabah erken saatlerde bile parka gitmek imkansız hale geldi. Park saatlerimi değiştirip akşam üzerine, güneşin parktan gittiği saate aldık. Sıcaklar beni mahvetti! 1 gecede terden göğsüm tahriş oldu. Gece uyurken çok terlemişim. Gündüz annem cildimi kuru ve serin tutunca hafifledi. Ama sonraki gece tekrar yattığımda yine terlemiş olmalıyım ki sabah daha kötü kalktım.

Atopik ciltli olduğumdan kesinlikle terlememem gerekiyor. Biz de duruma el koyup Mustela'nın Stelatria adlı ürününü aldık. Benimki gibi atopik ciltlerin tahrişi söz konusu olduğunda kullanılmasının uygun olduğunu öğrendik. Gerçekten de ilk sürüşte ciddi bir düzelme oldu. Ertesi gün pütürler kaybolmasa da tahriş azalmıştı.

Babaannem Belek'ten döndü. Onu sevinç çığlıklarıyla karşıladım. (Ailemi çok seviyorum ve görüşmediğimiz zaman özlüyorum.) Benimle hemen hemen her gün ilgilenen, parka götüren, saatlerce yorulmayan dedemin pabucunu hemen dama attım. Babam bunun kızsal bir şey olduğunu söyledi.

Babaannem ve dedemle birlikte Kanyon'a gittik. Biraz dolaştık, biraz alışveriş yaptık. Babaannem yine dayanamadı ve bana çok güzel kıyafetler aldı. Bu yaz özellikle plajlarda fırtına gibi eseceğim, şimdiden söyleyeyim.
Kıyafet demişken sevgili Gülten'in gönderdiği hediyelere yer verme fırsatım olmamıştı. Bu vesile ile kendisine teşekkür ediyorum ve ilk fırsatta tanışmak istiyorum. Benim ve annemin doğum günlerimiz, anneler günü vb. her vesile ile bizi arayıp tebrik etme inceliğini gösterdiğinden Gülten'in çok tatlı biri olduğunu düşünüyorum. :)
Hava tam ısındı derken bir anda soğudu. Terlememin azalması cildim için iyi oldu. Parka gitmek de sıkıntı olmaktan çıktı. Artık sabah ve akşam üzeri olmak üzere günde iki kez parka gidiyorum, doya doya oynuyorum.
Gün erken ağardığından kalkış saatimi yine 7:15'e çektim. Artık yatağımda kendi kendime oynamıyorum da... Uyanır uyanmaz bizimkilere seslenmeye başlıyorum - tabii ki desibeli kademeli olarak artırarak. Komşuları rahatsız etmek istemeyen annem mecburen kalkıp geliyor, oynamaya başlıyoruz. Yarın sabah İzmir'den anneannem ve dedem gelecek. Onları çok özledim, hem gelip nöbeti alsalar da biz hasret giderirken annem uyusa... :)

1 yorum:

  1. Ela, o baban var ya o baban.. Bizim hakkimizda yararli bir yorum yapsa sasarim zaten.. Bosver ben onunla konusurum :)

    YanıtlaSil