07 Temmuz 2010

Yavru aslan GS Adası'nda

Bu haftanın en sıcak gününün çarşamba, sonrasında da perşembe-cuma-cumartesi yağmurlu olacağını öğrenen annem havuz programını hemen bugüne set etti. Kahvaltı yapıp çıktık. 10:15'te GS Adası'ndaydık. İlk gidenlerden olarak güneşin hareketine göre en güzel yeri seçip yayıldık, hemen ardından kendimizi havuza attık.
Benim buraya üçüncü gelişim. Daha önceki ziyaretlerimde o kadar küçüktüm ki henüz etrafla bu derece ilgili değildim. Bugün her yerini gezdim, adanın manzarasına bayıldım. Nereden baksak İstanbul başka bir güzel görünüyordu. Dedem de çok beğendi, "İyi ki getirdin beni Elacığım. Çok güzel bir gün geçirdim, sayende pek çok ilk yaşadım" dedi. "Baba Ela'ya takılmak lazım..." dedi annem, "... hayat ona güzel, biz figüranız." :)
Burayı Sultan Abdülaziz 1872'de Sarkis Balyan'a hediye etmiş. 1914'ten sonra ise şehir hatları vapurlarına yakıt sağlayan kömür deposu olmuş. Neyseki 1957'de dönemin GS başkanı Sadık Giz burayı alıp sosyal tesis yapmış. Şu an adanın işletmesi Mehmet Koçarslan'da. Çok ama çok havalı bir yer. Yan yana dalgalanan bayraklarımızı görünce insan daha bir gururlanıyor.
Adaya çok doğru bir günde gelmişiz, hava o kadar sıcaktı ki 12:30'dan sonra güneşin altında durmak imkansızlaştı. Her ne kadar 50+ güneş kremi sürsem de tedbiri elden bırakmayıp gölgeye kaçtım. Cartoon Network'ün biz minikler için hazırladığı köşeye geçtim. Ikea'dan aldığımız rengarenk masa, sandalye ve taburelerden burada da vardı. Kendime bir arkadaş edinip şemsiye altında onunla oynadım. Öğle menümde pizza vardı, annem bana kendi favorisini ısmarladı. Ben pizzaya bayıldım, etraftakiler bana ve yiyişime bayıldı. :)
Yediklerimi eritmek için biraz merdiven inip çıktım, sonra da dedem pusetimde iki tur attırınca uyudum. Bu sayede güneşin en tehlikeli olduğu zamanı gölgede geçirdim.
Uyanınca tabii yine havuza atladım. Suyun içinde olduğum sürece keyfim yerindedir benim!
Saatlerimiz 18:30'u gösterirken toparlandık. Zaman ne çabuk geçmiş! Bugün bizimkilerin evlilik yıl dönümüydü. Babam anneme sürpriz yapıp başbaşa olabilmeleri için dedemi bile ayarlamış, bizim haberimiz yok! Annem de "Biraz daha kalıp 19:00'da çıkacak olan Ayhan Sicimoğlu'nu mu dinlesek?" derken baktım dedem giyinmiş, çantasını sırtına takmış bize bakıyor! Eve gidince annem 3 posta kıyafet değiştirdi, nereye gideceklerini bilmediği için emin olamadı. Sonra babam sürprizi açıklayınca gidip tekrar değişip saçını baştan yaptı. Babama "Ben gelmeyecek miyim?" diye sordum çünkü geçen sene üzerim şalla örtülü bir şekilde yanlarında takılmıştım. Bu sene daha ağır bir yere gidiyorlarmış, bebeklere uygun değilmiş. "Olsun, ben de dedemle oynarım." dedim ve giderken tatlı bir şekilde el salladım onlara.

Tam uyumak üzereydim ki geldiler, anneciğime sarılıp yatakta yuvarlana yuvarlana uykuya daldım. Havuz, güneş derken yorulmuşum doğrusu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder