13 Eylül 2010

Bayram ertesi akışı

Bayramın son günü çok yağmur yağdı. Sadece kahvaltıdan sonra bir 10 dk. bizimkilerle oy verip geri döndük. Onun dışında evdeydik. Pencerenin önüne oturup yağan yağmuru seyrettim; her zaman ortalarda olan kuşları aradım ama yoklardı, sanırım onlar da saklandılar.

Dayım bir önceki gün giderken arıza çıkardığım için "Yarın yine gelirim Elacığım." demişti, gerçekten de geldi. Hava kötü olduğunda evde aileyle vakit geçirmek de çok zevkli bence.

Yemekten sonra uyumadım, bizimkilerle oynamak daha cazip geldi. Babamın 4 gündür evde olmasına çok alıştım. Yaptığım her şeye babamı da dahil ettim. İki dakika boş kalmasına izin vermedim. Oh ne güzel! Annem "Haydi kek yapalım!" dediğinde ona yardım edeceğimi düşünmüştü ama mikserin sesiyle uyuyakalmışım.

Uyandığımda ev mis gibi kek kokuyordu. Birkaç dakika sonra Lisya ve Rubi geldiler. Beraber kek yedik ve legolarımla oynadık. Lisya perşembe günü beni İstanbul Modern'e götürecekmiş. Umarım yağmur yağmaz da gideriz.

Bugün herkes tatil modundan çıkınca hayat normale döndü. Sabah annemle markete gittik. Sonra aldıklarımızı eve bırakıp kasaba gittik. Giderken parka uğradık ama kimsecikler yoktu. Ben de oynamak istemedim. Artık pusetim olmadan çıkıyoruz. Yalnız annemin elini sıkı sıkı tutmam gerekiyor çünkü kaldırım taşlarına takılabiliyorum. Kaldırım yapmak çok mu zor acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder