Örneğin şu Chicco araba... Yüzüne bile bakmıyormuş Teoman. Ama ben gelince kıymete bindi. Bir türlü paylaşamadık. Sırayla bir ben bindik, bir o.
Değişim esnasında birbirimize sevgi göstermeyi de unutmadık.
Koşuşturmalar arasında minik kazalar da yaşanmadı değil. İkimiz de karşılıklı aynı yöne koşturunca kafa kafaya tosladık! Teoman'ın bakıcısı Suzan hemen morarmayı engelleyici krem sürdü. Bu kremden ben de alsam çok iyi olacak.
Teoman'ın annesi Evrim de işten çıkıp aramıza katıldı. Çaylar ve ikramlar hazırdı, hemen başına oturduk. Kek, börek ve kurabiye yedik. Tabii her yere döktük, evi mahvettik. Sağ olsun Evrim çok rahattı, biz de rahat ettik.
Eve ilk girdiğimizde etraftaki raflar dolusu kitap annemi şaşırtmıştı. Suzan Teoman'ın kitaplara dokunmamayı öğrendiğini anlattı. Annem de "Aferin!" demişti ama bizim afacanın heyecanı akşamın ilerleyen saatlerinde de geçmeyince sıra raflardaki kitaplara geldi. Hepsi birer birer aşağı inmeye başladı. İnşallah babası görmeden toplamışlardır.
Salı akşamları babamın halı saha maçı oluyor. Teoman'ın babası da arkadaşlarıyla çıkıyormuş. Bundan sonra biz de salı akşamlarını birlikte geçirmeye karar verdik. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder