16 Şubat 2010

Uyku sorunsalı ve nokta

6,5 aylık olduğumda annemin işe dönme zamanı gelmişti. Bakımımı babaannem ve dedem üstleneceklerdi. Uyuduğum, uyandığım, yediğim, hatta kaka yaptığım saatler bile belliydi. Annem içi rahat bir şekilde işe gidebilirdi artık. Çok uyumlu ve düzenli bir bebektim, yeni bakıcılarımı hiç üzmeyecektim. :) Bu pespembe tablo ilk geceden bozuldu. İyi niyetle de olsa süreçte herkesin kendi doğrusu ve farklı uygulamalarla karşılaşınca ben de biraz şaşırdım. Bebekler birşeye alıştı mı eskiye döndürmek de zor oluyor, ne olursa alıştığını bulmak istiyor. Bu durum herkesi biraz yıprattı, sonra da... Sonrası en aşağıda...

Annemin işe döndüğünün ilk gecesi 10 kere uyanmışlığım vardır. Herkes şoke oldu, ne yapacağını şaşırdı. Geceleri 8 saat uyuduklarını düşünün, 10 kere kalkıyorum ve her birinde 20-30 dk. tekrar uykuya dalabileyim diye üzerimde çeşitli yöntemler deneniyor. Tabii uykuları delik deşik oluyor. Aslında hiç uyumasalar daha iyi, böyle 10 kere uyanmaktansa...

"Neden, neden? Neden böyle oldu?" diye annem kafayı yedi. "İşe döndüm, yokluğumu hissetti, ondan olacak... Ama alışır, takılmamak lazım." "Gece uyandığında parmağını bulup emerdi, onu da bıraktı. Bu ayda emziğe de başlatılmaz. Nasıl tekrar dalacağını bilmiyor, haklı, öğrenecek." "Gündüz evde olmadığım için uyandığında beni arıyor. Tamam, biraz sarılalım uyur yine." Bu sorunu maalesef annem pes edip de istifa edene kadar aşamadık. Resmin geneline bakarsak rutinim bozulduğu için herşeyin tepetaklak olduğuna kanaat getirebiliriz. Nasıl mı?

Gece uykuya geçişim: 19:30 banyo, 20:00 meme, 20:30 uyku. Bu düzeni bütün yaz sürdürdük. Meme emerken bitmesine yakın gözlerim kapanmaya başlardı. (Anne sütünün malum rahatlatıcı etkisi) Annem de beni yatağıma yatırır, müziğimi açar, popoma iki vurduktan sonra zaten çoktan bayılmış olurdum. Gündüzleri de bu şekilde uykuya geçerdim. Annemin işten dönüş saati en erken 20:30 olunca bu sistem sekteye uğradı. Bazen 20:00'deki emzirmeye yetişebiliyor, beni o yatıyordu. Ama bu geceler toplasan 10'u bulmadı.

Gündüz şekerlemelerim: Gündüzleri de aynı sistem, meme emip yatağıma yatırılma şeklinde devam ediyordu. Ne yazık ki annem olmayınca bu da şaştı. Celal Dedem, temiz hava alayım diye beni dışarı çıkarmaya başladı ve açık havaya dayanamayan ben çıkar çıkmaz otomatikman uyumaya başladım. Her gün en az 3 saatim dışarıda pusette uyuyarak geçiyordu. Böyle olunca sabah uykusu süresi, öğleden sonra beslenmesi, meyve saati, aktivite zamanı hepsi şaşmış oluyordu. Daha da kötüsü artık yatağımda uyumaz hale geldim. Hava bozdu, yağmur yağıyor Ela'yı evde uyutmak mümkün değil. O zaman da sanki dışarı çıkıyormuşuz gibi "Ela, atta!" alkışlarıyla beni giydirip, pusetime yatırıp, pusetin üstünü büyük bir şalla kapatıp apartmanda gezdiriyorlardı. Sonra da üzerimde montumla saatlerce pusette uyumuş oluyordum. Hafta içleri böyleydi...

Hafta sonları: Dedemler iki gün izin kullanmak için evlerine döndüklerinde beni uyutma işi anneme kalıyordu. Annem de eski sistem beni evde uyutmaya çalışıyordu. Ben de sallanarak uyumaya alıştığım için ağlayıp zırlayıp evde uyumuyordum. Babam anneme beni pusetle çıkarmıyor diye kızıyordu, annem bebeğim pusette uyumaya alıştı diye ağlıyordu. Ben de niye dışarı çıkarılmadığımı anlayamadığım için ağlıyordum. O günler hepimiz için çok yıpratıcı geçti. Sabah uyumadığım için öğle yemeğinden sonra annemin kucağında gezerken uyuyakalıyordum. Annem birkaç kez dedemden rica etti, dışarıya çıkaracağı zamanları benim yeni uyandığım zamanlar olarak belirlemesini istedi. Ama uygulamaya geçiremedi. O kendi sistemine, annem kendi sistemine devam etti.

Olanlar oldu: 2 ayın sonunda annem baktı ki hiçbirşey düzelmiyor, bütün sorunlar sarpa sardı, babamla habire kapışıyorlar, uykusuz geçen geceler ve üstüne çok yoğun geçen işgünleri, halsizlik, bitkinlik, tahammülsüzlük sonucunda bu böyle gitmeyecek diyerek istifa etti.

Görev değişimi: Halamın eşi askere gitti, babaannem ve dedem yalnız kalmasın diye halama taşındılar. Annem istifa etti ama 4 hafta daha çalışması gerekiyordu. Anneannem İzmir'den gelip nöbeti devraldı. Annem durumu anlattı, bu sefer de anneannemden beni pusette uyutmamasını rica etti. Buz gibi soğuk ve yağışlı aralık ayında bazen bir hafta dışarı çıkamadığım oldu. Biz de anneannemle sarılıp uyumaya başladık. Böyle böyle de pusetten kurtuldum. Dedem hafta içi uğrayıp da beni yatağımda uyur görünce çok şaşırdı. Beni yine dışarı çıkardı ama bu sefer uyandıktan sonra.. :)

Gelelim sadede: Annem istifa etti, "Bu iş nasıl böyle yürüyecek?" derdinden kurtuldu. En kötü karar kararsızlıktan iyiymiş derler, çok doğruymuş. 2 ay denedi, allem etti kallem etti. "Ben çalışmak istiyorum, alıştım, ekonomik özgürlüğüm olmalı." dedi ama gelişmelere bakınca bana olan sevgisi evdeki huzur ihtiyacı bu inattan ağır bastı. Olumlu gelişmeler bana da hemen yansıdı. Gündüzleri sabah ve öğleden sonra 2 posta uyuyarak, geceleri de sadece bir kez uyanarak, onda da sütümü içip uykuya devam etme suretiyle eski düzenime geri döndüm. Onlar da geceleri tv izleyip rahat rahat yataklarına gittiler.

Dertler bitti mi? Tabii ki hayır! Neredeyse 1 yaşına geleceğim hala kendi kendime uyuyamıyorum. Birçok yöntem var ve deniyor ki ; "Çoğu bebek 4 gecede çözülüyor, en inatçısı 10 günde pes ediyor." Benim inat katsayımı hesaba katarsak değil 10, 20 günde pes etmem ben. Bizimkiler de beni bu kadar ağlatmaya kıyamıyor. Annem doktorumu aradı ve "Tamam, kendi kendine uyuyamıyor ama sütünü içerek, bizi hiç uğraştırmadan uykuya dalıyor zaten. Kendi kendine uyumayı öğrenecek diye hırpalamaya gerek var mı?" diye sordu. Doktorum da "Bu bebek, tabii ki süt içerek uyuyacak. Bırak öyle uyusun." dedi. Annemin "Peki ya biberon alışkanlığı? Ya 4 yaşına geldiğinde hala biberonla uyuyor olursa?" sorusuna ise "Çok düşük bir istatistik, olursa o zaman düşünürüz." diye cevap verdi.

Velhasıl, 20'de banyomu yaparım. 20:30'da elime biberonumu alıp herkese "İyi geceler!" diyerek yatağıma giderim. Bazı geceler acıkır ve 04:30 gibi anneme seslenirim, biraz süt içer tekrar uyurum. Sabah da 7'de uyanır, yatağımda kendi kendime oynar, kakamı yapıp 7:30'da annemi çağırırım. Benim olayım budur. Artık o yöntem bu yöntem diye benim başımın etini yemeyin. Bütün geceyi size bırakıyorum işte, daha ne istiyorsunuz? :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder