02 Mayıs 2010

4 günün muhasebesi

Haklısınız 3 gündür yazmıyordum. Hiç tarzım değil ama açıkçası çok flaş bir gelişme ya da komik bir olay olmadı. Sabah kalktım, kahvaltımı yaptım, 10:30'da sütümü içip 11:00'da parka gittim, 1 saat oynayıp döndüm, evde dayımla biraz oynadıktan sonra öğle yemeğimi yedim, uyudum, uyandım, yoğurdumu ve meyvemi yedim, annemle oynadım, muhallebimi yedim, babam geldi, banyomu yaptım ve yattım. Perşembe ve cumanın özeti budur. Cumartesi farklı olarak annemle 2 saatliğine Kanyon'a gittik. Almamız gereken hediyeler vardı. Babam ve Tibet squash'e giderken bizi bırakıp dönüşte aldılar. Öğleden sonra babaannemler geldi. Akşam bizimkiler Ayça&Plamen'in düğününe gittiler. Gece uyumak bilmedim. Babaanneme ve dayıma kök söktürdüm. Sabah da erkenden kalkarak herkese sürpriz yaptım. Bizimkiler geç yattıkları için haliyle 6:30'da kalkmak istemediler. 3 saat babaanemle oynadım. Evin hanımı ve beyi de uyanınca çıktık...

Bebek'te iskelenin arkasındaki cafede güzel bir kahvaltıyı mideye indirip Bebek Parkı'na geçtik.
Parkta kuzenlerle küçük çaplı bir aile meclisi şeklinde bir araya geldikten sonra ekipten ayrılıp en yeni arkadaşım Gökalp'i görmek üzere arabamıza doğru yola koyulduk. Annem Abbas'tan aldığı nutellalı-çilekli-muzlu waffle'ı mideye indirirken ona ortak oldum. Olmaz olaydım, her yerimi batırdım. Ağzım, burnum, üstüm, başım mahvoldu! Böylece bir body'mi daha sonsuzluğa yolcu ettim...Ataşehir'e giderken yolda uyumuşum. Tipik bir Ela davranışı... Sanırım bizimkiler cingözlük yapıp yolculukları hep uyku saatime denk getiriyorlar. Yoksa bu kadar uykuya düşkün değilimdir...

İşte en yeni arkadaşım Gökalp:Kendisi doğalı 15 gün oldu, haliyle bana göre minicik. Henüz emip uyuma döneminde. Biraz gözü açılsın eğlenceli günler o zaman başlayacak. Benim gibi baharda doğduğu için eve tıkılı kalmayacak. Kesin o da annesiyle fıldır fıldır gezer. :) Yaşasın 'dolce vita'!

Gökalpciğim iyi ki doğdun! Sana sağlıklı, mutlu, uzun bir ömür diliyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder