05 Mayıs 2010

Happy Hıdırellez!

Bugün annemle alışverişe çıktık. Ama sanırım bu son alışveriş merkezi maceram oldu. Tek suçum pusetimde oturmak istemeyip kendi başıma dolaşmamdı.Bir de kıyafet seçip denemek için birlikte kabine girdiğimizde ona fikir vermeyip raflardan aldığım aksesuarlarla ilgilenmemdi. Bir de bir de pusetimde oturmadığım için pusette asılı olan atta çantamın ağır gelmesi sonucu habire pusetin devrilmesiydi. Sanırım bir de pusete oturtmaya kalktığında ortalığı ayağa kaldırmamdı. Allahtan iş çıkışı Yelda geldi de biraz havayı dağıttı. Bak şimdi böyle yazınca hatamı anladım. Ama napayım ben özgürlüğüme düşkün ve kendi başıma hareket etmeyi seven bir bebeğim. Ne olur bir dahaki sefere beni evde bırakma anneciğim...

Günle ilgili tek komik detay mağazaların önünden geçerken duyduğum farklı müziklere göre iki dansedip ondan sonra mağazaya girmemdi.
Saat 8'e gelirken eve dönme zamanı geldiğini farkedip koşarak otoparka indik. Bu gece Hıdırellez'di ve dilek tutmamız gerekiyordu. Bu annem ve Yelda'nın dilek operasyonunun 5. yılı. Artık ben de gruba dahil oldum. Birlikte dileklerimizi kağıtlara yazdık ve kırmızı kurdele ile sardık. Yelda emanetleri alarak evlerinin bahçesindeki gül ağacının dibine ekmek üzere çıktı. Geçen yılki dileklerin denize atılması görevini bu yıl biz üstlendik. Yarın sabah annemle dilekleri Bebek sahilinden denize atacağız. Sonra da kuzenim Zeynep'e gideceğiz.

2 yorum: