06 Eylül 2010

Kaçaklar birer birer dönüyor

Babaannemden sonra bu sabah dedeme de kavuştum. Neredeyse 1 aydır evlerindeki tadilatın başında durduğu için beni görmeye gelememişti. Kahvaltıdan sonra kapı çaldı ve ben her zamanki adetim olduğu üzere "Ded-dee!" diye kapıya koştum. Çok heyecanlıydım, diafonda gelenin gerçekten dedem olduğunu görünce heyecanım daha da arttı. Bizimkiler kapı açıldığında koridoru boydan boya koşup dedeme sarılayım diye beni konuşlandırdılar ama dedemi görünce ona gitmek yerine salona geçtim. Biraz naz yapayım da bir daha bu kadar arayı açmasın değil mi?

Birlikte parka gittik. Dedemin tekrar ustaların başına gitme saati gelince ayrılmak istemedim. Ne yaptıysam işe yaramadı. Ama dediğine göre bayramda bol bol görüşecekmişiz.

Öğleden sonra da Yelda'ya kavuştum. Onunla da 1 aydır görüşmüyorduk. Biz İzmir'den döndükten sonra benden kaçtı çünkü şu çok moda olan kırmızı göz hastalığına yakalanmış. Olur da bana bulaştırır diye görüşmeyince arayı çokça açmış olduk. Neyse bugün Yeldacığım da geldi. Tibet'in programı olduğundan bizimle yemeğe kaldı. Böylece yatmadan önce benden bir "iyi geceler öpücüğü" kapmış oldu.. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder